YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3382
KARAR NO : 2021/11701
KARAR TARİHİ : 06.10.2021
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi neticesinde (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, davacının 01.06.2003- 03.11.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; davanın reddini istemiştir.
Davalı işveren vekili; ilgili binada 2005 yılında oturulmaya başlanıp öncesinde oturulmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 01.06.2003- 31.10.2007 tarihleri arasında belirtilen ücretlerle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMİS KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince “…dosyadaki tüm delillerden davacının, daha önce kapıcılık yapan eşinin işten ayrılmasından sonra kapıcılık yapmaya başladığının kanıtlandığı, buna göre 01.06.2003 tarihinden iş akdinin feshedildiği tarihe kadar sürekli olarak çalıştığı halde sigorta bildiriminin eksik yatırıldığı kanaatine ulaşılmış olup, davacı eksik bildirilen günlerin tespitini istediğinden her ne kadar davanın kısmen kabulüne yazılmış ise de, bildirilen günler dışlandıktan sonra sigortalılık günleri tespit edildiğinden ve reddedilen bir talep bulunmadığından bu hususun maddi hata sonucu yazıldığı, davanın kabulüne karar verildiği halde kısmen kabulüne yazılmasının sonuca etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla düzeltilmesine gerek görülmeyerek davalıların istinaf istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
C-BOZMA SONRASI
Davalı Kurum ve işveren vekilerinin temyizi neticesinde hükmün (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 01.06.2003- 31.10.2007 tarihleri arasında belirtilen ücretlerle çalıştığının tespitine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davada eksik incelemeye dayalı rapor düzenlendiğini ve buna göre verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Ayrıntıları Hukuk Genel Kurulunun 10.12.2019 günlü ve 2015/10-3241 Esas, 2019/1325 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; mahkemece bozmaya uyulması sonucu artık bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.2.1990 gün 10-117; 7.10.1990 gün 439-562; 19.2.1992 gün 635-82; 23.2.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 E. 2006/573 K; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 E. 2008/632 K ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E. 2010/87 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır. İlk Derece Mahkemesince (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Önceki bozma ilamında “…Somut olayda, davacının UYAP ortamındaki nüfus kaydına göre 20.07.2004 tarihinde doğum yaptığı anlaşıldığından doğum yaptığı ve izinli olduğu süreler araştırılıp dışlanmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; “davacının doğum öncesi ve sonrası izinli geçen süreleri tespit edilip dışlanarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir” gerekçeleriyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya uyulmuş olup bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde, yine ilk hüküm gibi karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, davacının UYAP ortamındaki nüfus kaydına göre 20.07.2004 tarihinde doğum yaptığı anlaşıldığından doğum yaptığı ve izinli olduğu süreler araştırılıp dışlanarak uyulan bozma ilamı ile oluşan usulü kazanılmış hak çerçevesinde, bozma ilamlarının gereği yerine getirilmeli ve sonucuna göre bir karar tesis edilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.102021 gününde oybirliğiyle karar verildi