Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/2450 E. 2021/6837 K. 24.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2450
KARAR NO : 2021/6837
KARAR TARİHİ : 24.05.2021

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince fer’i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davanın kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.06.2019 tarihli, 2017/1881 Esas, 2019/5385 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Dairemizin bozma kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyarak davanın kabulüne dair verilen karara yönelik, fer’i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davacının davalı şirkete ait otelde 2011 yılında Eylül ayının 1’inden, Kasım ayının 30’una kadar, 2012 yılında yine Ocak ayının 1’inden, 31 Temmuz’a kadar ve yine 2013 yılı Haziran ayının 1’inden itibaren 31/10/2013 tarihine kadar çalıştığını ancak bu çalışmalarından 08/08/2013 tarihi ile 31/10/2013 tarihleri sigortalı olarak gösterildiğini, sigortalı gösterilmeyen dönemlerin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP:
Feri müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 Sayılı Kanun’un 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. Maddesine ek bir fıkra eklenmiş olup bu fıkra ile ile artık kurumun açılacak davalarda, davalı olarak taraf gösterilmesinin ortadan kaldırıldığını, 6552 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile artık doğrudan, sigortasız çalıştıran işverenin davalı taraf olarak gösterileceğini, bu sebeple kuruma husumet yönlendirilebilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, öncelikle davacı tarafın talebinin net ve açık olmadığını, hangi dönemler için sigortalılık talebini açıklaması gerektiğini, bu haliyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıya ait sigorta sicil ve tahsis dosyasının incelenmesinde; davacının 28.07.2015 tarihi itibarıyla 84 gün sigortalı çalışmasının olduğunun görüldüğünü, söz konusu bu çalışmasının da diğer davalıya ait işyerinde gerçekleştiğini, kurum kayıtlarının esas olup, davacının bunun aksini aynı değerdeki yazılı belgelerle ispatlayabileceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece davanın kabulüne, Davacının , davalı olan şirkette 01.09.2011 tarihinden 30.11.2011 tarihine kadar, 01.01.2012 tarihinden 31.07.2012 tarihine kadar ayrıca 01.06.2013 tarihinden 08.08.2013 tarihine kadar hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, bu hizmetlerin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
B.BAM KARARI:
Hükmün esasına yönelik istinaf sebeplerinin, davanın niteliğine uygun olarak yapılan yargılama, toplanan deliller ve dosya kapsamına nazaran yerinde olmadığı, ancak 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanun’unun 7/4. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde SGK nın feri müdahil değil davalı olarak gösterilmesi yargılama giderleri ve ücreti vekaletten sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, bu nedenle: 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b maddesinin 2. alt bendi kapsamında kararın kaldırılarak bu hususun düzeltildiği yeniden hüküm kurulması gerektiğinin tespit edildiği belirtilerek; Feri Müdahil vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, feri müdahil vekilinin başvurusu nedeni ile ilk derece mahkemesi kararının kapsamı değiştirilerek yeniden esas hakkında karar verileceğinden Denizli 4. İş Mahkemesi’nin 2015/212 Esas, 2016/602 Karar sayılı ve 06/12/2016 tarihli kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, davacının, davalı olan şirkette 01/09/2011 tarihinden 30/11/2011 tarihine kadar, 01/01/2012 tarihinden 31/07/2012 tarihine kadar ayrıca 01/06/2013 tarihinden 08/08/2013 tarihine kadar hizmet akti ile çalıştığının tespitine, Bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer’i Müdahil Kurum vekilince “kurum kayıtlarının esas olup, davacı yanın bunun aksini ancak yazılı belgelerle ispatlayabileceği, sadece tanık anlatımları ile değil, iddialarını destekleyen tüm araştırmanın yapılması gerektiği, davacının diğer davalı yanında çalıştığı iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle ispat edemediği, Mahkemece duyuma dayalı ifadelere itibar edilerek karar verildiği, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği belirtilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dairemizin, bir önceki 24.06.2019 günlü ve 2017/1881 – 2019/5385 E. – K. sayılı bozma ilamında; “Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde davacının davalı iş yerinde 08.08.2013-31.10.2013 tarihleri arasında 4 a kapsamında, kesintisiz tam gün üzerinden sigortalı olarak bildirimlerinin yapıldığı, davacının 01.10.1999 tarihinden itibaren 4 c kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduğu, anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının çalışmalarının kabul edildiği dönemde, 506 sayılı Yasa kapsamında, yaşlılık aylığı almakta olduğunun anlaşılması karşısında, davacı dinlenmek suretiyle, talebinin SGDP primine tabi olarak mı, yoksa 4/a kapsamında hizmet tespitine mi yönelik mi olduğu açıklığa kavuşturulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.” hususlarına işaret edilmiş, Mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince, davacı yanın beyanı alınmak suretiyle, davacı talebinin sosyal güvenlik destek primine tabi hizmetlerinin tespitine yönelik olduğu belirlenmiş olup, bozma sonrasında hizmet tespiti yönünden yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan, Mahkemece yazılı şekilde karar verildiği, bu meyanda bozmaya uyulduğu halde, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Eldeki dosyada, Mahkemece davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, davacının talebine göre, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde, dosyada mevcut bordrolar nazarında, yeteri kadar bordro tanığı resen tespit edilerek dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli, çalışmanın varlığı, niteliği ve süresi tespit edilerek uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, fer’i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.