Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/12518 E. 2022/14184 K. 15.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12518
KARAR NO : 2022/14184
KARAR TARİHİ : 15.11.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No :

Dava, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekillerinin istinafa başvurması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf isteminin kesinlikten reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesince verilen kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacılar vekili 22.03.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.07.1998 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğraması neticesinde, taraflar arasında daha önce görülen ve Denizli 3. İş Mahkemesinin 11/10/2016 tarih ve 2016/69 E- 389 K ile sonuçlanan dosyasında hesap bilirkişiden alınan 19.04.2015 tarihli rapora göre 124.357,78 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, o davada istemle bağlı 1.000 TL maddi ve 11.000 TL manevi tazminata karar verildiğini, beyanla iş bu davada önceki davada hüküm altına alınmayan 123.357,78 TL bakiye maddi tazminat alacağın kaza tarihinden faiziyle tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: açılan davanın yerinde olmadığını, zamanaşımına uğradığını ayrıca derdestlik itirazlarının bulunduğunu, Denizli 3. İş Mahkemesinin 2016/69 Esas 2016/389 Karar numaralı dosyası ile açılan dava derdest olduğundan bu davanın reddi gerektiğini, zira … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6308 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, bu takibe kurum tarafından itiraz edildiğini ve karşı tarafın itirazın iptali davasını açmadığını ayrıca davacının 3. İş Mahkemesinde açılan 2016/69 Esas numaralı dosyada 6100 sayılı Kanunu kabulünden önce kısmi dava açtığını, bu dosyada verilen kararın Yargıtayca onararak kesinleştiğini, bu tarih üzerinden 4 yıl geçtiğini talebin hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi kararında özetle: “davacının 15/07/1998 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışırken geçirmiş olduğu kaza sonucu yaralandığı ve olayın iş kazası olduğu sabittir. Her ne kadar davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş ise de SGK İl Müdürlüğü’nün 10/07/2012 tarihinde davacının meslekte kazanma gücü kaybının % 18 olarak belirlediği ve Denizli 3. İş Mahkemesi’nin 2016/69 Esas 2016/389 Karar numaralı dosyası ile alınan ve Yargıtay denetininden geçerek onanıp kesinleşen 09/06/2015 tarihli bilirkişi raporu ile davacının zararın tespit edildiği açıktır. Maddi tazminat davalarında zamanaşımı süresi zararın öğrenildiği tarihten itibaren 10 yıldır. Davacının mahkememize 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açtığı ve bakiye alacağını talep ettiği ortadadır. Yine her ne kadar davalı taraf derdestlik itirazında bulunarak … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6308 esas numaralı dosyası ile aynı alacak için icra takibi yapıldığını ve bu dosyaya itiraz ettiklerini, davacı tarafça itirazın iptali davasının açılmadığını ileri sürmüş ise de alacaklı davacının 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmadığı ve yaptığı ilamsız takibin düştüğü anlaşılmıştır. Davacının bu defa genel hükümlere göre süresi içerisinde bakiye alacak için ek dava açtığı, davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda Denizli 3. İş Mahkemesinde onanıp kesinleşen ve kök davada 09/06/2015 tarihli hesap raporuna göre maddi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutulan davacının açmış olduğu davanın kabulü ile bakiye 123.357,78 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle; “Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle: hükümde gösterilen faiz başlangıçlarının hatalı olduğunu, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle: taleplerin zaman aşımına uğradığını, ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettikleri anlaşılmış ise de;
Davacının reddedilen talebi bulunmadığı ve HMK 341. maddede bulunan düzenleme itibariyle hükmün davacı yönünden kesin olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi kapsamında davalı yanın istinaf sebepleri çerçevesinde dosya incelendiğinde: davacının sürekli iş göremezlik oranının … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 10.07.2012 tarihli kararı ile belirlendiği ve 6098 sayılı Yasanın 72. maddesinde bulunan düzenleme itibariyle dosyada zaman aşımı sorunu bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklamalarla birlikte, dosyadaki yazılara, davacı yönünden kesin olan hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığına” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: faiz başlangıcının kaza tarihi olarak esas alınması gerektiğini Bölge Adliye Mahkemesince kesinlikten redde dair verilen kararın hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: İş kazasında zamanaşımının başlangıcının hastalığın gelişiminin tamamlandığı ve sürekli iş göremezlik oranın tespit edildiği olay tarihi olan 15.07.1998 tarihi olduğunu, iş kazasının meydana geldiği tarihin 15.07.1998 tarihi olduğunu, kesinleşen karara ilişkin dosyanın içerisinde bulunan Aydın SGK İl Müdürlüğüne ait 11.10.2012 tarihli yazıda davacıya, 01.10.2008 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik gelirinin bağlandığının belirtildiğini, bu durumda maluliyet oranı olan %18 oranının bu tarihlerde belirlendiğinin düşünülmesi gerektiğini beyanla davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
6100 sayılı HMK’nın 341/2 maddesi uyarınca, Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 341. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
İş mahkemelerinin kararlarına istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemeleri için istinaf inceleme (kesinlik) kesinlik sınırı 01.01.2021 tarihi sonrası için 5.880,00 TL’dir.
Somut olayda, davacının iş bu davada, taraflar arasında daha önce yapılan yargılama neticesinde tespit edilen maddi tazminattan hüküm altına alınmadığını iddia ettiği 123.357,78 TL bakiye maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 15.07.1998 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince verilen 17.06.2021 tarihli kararda davanın kabulüne karar verilmekle beraber 123.357,78 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verildiği, bu yönüyle davacının iş kazası tarihinden itibaren faiz işletilmesine dair talebinin kısmen kabul edildiği ve hükümde kısmen kabul edilen faiz hükmünün talebin niteliği de gözetildiğinde ayrı bir tazminat alaca kalemi olarak hüküm altına alınmadığı açıktır. Nitekim davacı vekili tarafından faiz hükmünün kısmen kabulüne dair iş bu hüküm yönünden karar istinaf edilmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince verilen 14.10.2021 tarihli kararda davacının reddolan talebi olmadığına işaretle istinaf isteminin kesinlikten reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de iş bu kararın hatalı olduğu açıktır. Zira davacı vekilinin kaza tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faizin hesap edilerek ayrı ve bağımsız bir alacak kalemi olarak talep etmediği, bu yönüyle faiz isteminin hükmün ferisi niteliğinde olup, kesinlik incelemesinin bağlı olduğu asıl alacağa göre değerlendirilmesi gerektiği bu yönle de asıl alacak olan 123.357,78 TL’nin İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 17.06.2021 tarihinde yürürlükte bulunan istinaf incelemesi kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’nin üzerinde olduğunun açıkça anlaşılabilir nitelikte olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf isteminin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davacının istinaf isteminin kesinlikten reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, kararın niteliğine göre bu aşamada davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazları incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesince verilen kesinlikten redde dair hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin davacının istinaf isteminin HMK 352. maddesi gereğince kesinlikten reddine ilişkin kararının davacı vekilinin sair ve davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenemeyecek olması nedeniyle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına alınan 8.400.00 TL duruşma Avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı avukatı yararına alınan 8.400.00 TL duruşma Avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi