Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/12454 E. 2022/2581 K. 24.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12454
KARAR NO : 2022/2581
KARAR TARİHİ : 24.02.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2020/262-2021/1623

İlk Derece
Mahkemesi : … 17. İş Mahkemesi
No : 2018/436-2019/448

Dava, kurum işlemi iptali ile yurtdışında ev kadınlığında geçen 31.8.1997-14.1.2002 tarihleri arası süreleri talep tarihindeki prim üzerinden borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının kuruma başvurarak 15/07/1985 tarihinden itibaren yurtdışında geçen 5075 günlük süreyi borçlanmak isteyip, 15/11/1985-31/08/1987 tarihleri arası 4247 günlük süreyi borçlandırıldığını, kurumca 01/09/1997’den itibaren 920 günlük borçlanma işleminin 1997-2002 tarihlerinde yurda kesin dönüş yaptığı ve çıkışının bulunmadığı gerekçesiyle bu dönemin borçlandırılmadığını, ancak davacının 1997’de Türkiye’ye gelip hemen geri döndüğünü, 5 yıl kalmadığını, yurda giriş ve çıkışlarını düzenleyenin emniyet makamları olup, kayıtların düzenli tutulmamasında davacının kusurlu olmadığını, kurum işleminin yerinde olmadığını, bu nedenle davacının yurt dışında bulunduğu 1997-2002 arası 920 gün borçlanma işleminin borçlanma başvurusunda bulunulduğu 21/10/2015 tarihli asgari prim üzerinden yapılması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının yurt dışında bulunmadığı süreyi borçlanmayacağını, kurum işlemlerinin yerinde ve yasal mevzuata uygun olduğundan davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile, davacının 31/08/1997-14/01/2002 tarihleri arası 920 günlük süreyi 23/11/2015 tarihinde yürürlükte olan prime esas asgari kazanç üzerinden hesaplanacak asgari prime göre 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlandırılması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, dair hüküm tesis edilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının yurtdışı çalışılan ve ev kadını borçlanma talebinin 23.11.2015 tarihi olduğu, 15.7.1985 tarihinden itibaren 5075 günlük süreyi borçlanmayı talep ettiği; Kurumun davacının yurt dışı giriş ve çıkış kayıtlarını getirttiği buna göre 31.8.1997 ile 14.1.2002 tarih aralığında Türkiye’de bulunduğu süreler dışlanmak suretiyle 4247 gün borçlanma tahakkuk cetveli düzenlediği anlaşılmaktadır. Davacı, 10.3.2016 tarihinde Kuruma itirazda bulunmuş olup Kurumca 10.1.2017 tarihli yazı ile borç tahakkuklarında Türkiye’de bulunulan sürelerin dikkate alınmayacağına dair red bildiriminde bulunulmuştur.
Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Yasa’nın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi ile “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir” hükmünü içermekte olup; Yasa’nın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekir.
Öte yandan, borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olması da sonuca etkili olmayacaktır. Borçlanma bedeli ihtirazi kayıt konularak ödense dahi kısmi ödeme hâlinde 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru gidilerek mal edilecek tarihler tespit edilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2018 gün ve 2018/21-995 Esas ve 2018/1901 Karar sayılı kararı )
06.10.2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin “Borçlandırılan Sürelerin Değerlendirilmesi ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 12 maddesinde ise ;
(1) Başvuru sahibince borçlanmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere borçlanmak istediği gün sayısı esas alınır. Bu tespitte bir yıl 360 gün, bir ay 30 gün olarak hesaplanır.
(2) Yurtdışında hizmet borçlanmasına dair sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde söz konusu süreler, başvuru sahiplerinin Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(3) Türkiye’de sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları veya hizmetlerine eklenir.
(4) Aylığa hak kazanmak için 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında tanımlanan anlamda belli bir sigortalılık süresi şartının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde geçerli olmak üzere;
a)Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
b) Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan başvuru sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir. Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
(5) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ve 06.10.2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine göre borçlanılan sürelerin sigortalının iradesine bırakılamayacağının belirgin olması, yine davacının borçlandığı yurtdışında geçen ev kadınlığı süresinin Türkiye’ de geçen kısmı için borçlanamayacağından yalnızca yurt dışında geçen süreler borçlanılabileceğinden ; davacının ülkeye giriş ve çıkış tarihleri net bir şekilde belirlenerek kurumla ihtilaflı olan süreler yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükümde yazılı şekilde karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.2.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.