YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/12178
KARAR NO : 2023/1964
KARAR TARİHİ : 03.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2229 E., 2021/1983 K.
…
KARAR : Davalı Kurum yönünden kesinlik red,
Davacı yönünden esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/609 E., 2021/175 K.
Taraflar arasındaki davalı Kurumca aylık bağlama işlemleri öncesinde fazladan prim tahsil edildiği iddiası ile ödenen primlerin yasal faizi ile birlikte tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı … vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, dair karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin 06.07.2010 tarihinde Kuruma günlerinin toplanmasıyla sigortalılığının sonlandırılmasıyla emekli olmak isteminde bulunduğunu, Kurum tarafından bunun için 6.245,68 TL gecikme zammı borcunun ödenmesi halinde emekli olabileceğinin bildirildiğini, sigortalıdan eksik günleri bulunduğu gerekçesiyle kendisinden sürekli para istenmesi nedeniyle bu taleplerin hepsini yerini getirdiğini, ancak Kurum hatasında dolayı emekliliğinin geç gerçekleştiğini, üstelik haksız bir biçimde 6.245,68 TL de fazla tahsilat yapıldığını, emeklilik hesabında yapılan hatanın düzeltilmesiyle fazladan tahsil edilen paranın iadesi için Kurum’a 03.12.2014 gün 17617891 sayılı dilekçeyle başvurduklarını, ancak Kurumun 15.12.2014 gün 18.421634 sayılı yazısıyla istemi reddettiğini, davacının 15.07.1990 tarihinde çay ocağı işletmeye başladığını, 21.06.1994 tarihinde ise Kahveciler Odası kaydını, 24.02.1993 tarihinde ise Esnaf Sanatkar Sicil Memurluğundaki kaydını sildirdiğini, 22.06.1994 tarihinde isteği bağlı sigortalılık isteminde bulunarak 1995 yılına kadar prim ödemeyi sürdürdüğünü, 24.05.1995 tarihinde … Apartmanında sigortalı olarak çalışmaya başladığını, burada bir yıl çalışmış ise de adına bir ay prim ödendiğini, 1997 yılında yeniden isteğe bağlı sigortalılık isteminde bulunduğunu, isteğe bağlı olarak emekliliğine kadar prim ödediğini, Kurum yazısında, davacının 06.12.1993 tarihinde Esnaf Sanatkar Sicil Memurluğu kaydının yeniden başlaması nedeniyle sigortalılık süresinin değiştiğinden bahsedildiğini, ileri sürerek; haksız ve hatalı hesaplama sonucunda 14.07.2010 tarihinde davacıdan tahsil edilen 6.245,68 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya iadesine, hatalı ve geç yapılan emeklilik tarihi ve basamağının düzeltilmesini, emekli edilmediği günlerin aylıklarının hesaplanmasıyla davacıya faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; 4/l-b (Bağ-Kur) kapsamında Üçkapılar Vergi Dairesi kaydına istinaden 15.07.1990 tarihinde Kuruma tescilinin yapılmasıyla Kahveciler Odası kaydını sildirdiği 21.06.1994 tarihinde Kurumdan kaydının terk olunduğunu, 22.06.1994 tarihindeki isteğe bağlı sigortalılık istemi nedeniyle 21.06.1994 tarihi itibariyle sigortalılığının isteğe bağlı olarak başlatılmasıyla 31.03.1995 tarihinde SSK çalışmasına istinaden durdurulduğunu, talebi üzerine 19.09.1997 tarihinden itibaren yeniden isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edildiğini, 14.07.2010 tarihinde aylık bağlanması için başvuruda bulunduğu sırada ibraz ettiği sigortalılık belgesinde Üçkapılar Vergi Dairesindeki kaydının 01.07.1997 tarihinde esnaf sanatkar sicil kaydının 06.12.1993 tarihinde yeniden başladığı tesbit edilmekle sigortalılık süreleri değiştirilmekle 4/l-a (SSK) kaydının bitiş tarihi itibariyle sigortalılığına son verildiğini, aylık talep tarihi itibariyle 6.245,68 TL, olan prim borcu davacıya ödettirilmekle 01.08.2010 tarihinden geçerli olmak üzere kendisine aylık bağlandığını, bu nedenle davacının 03.01.2014 tarihinde Kuruma verdiği dilekçe ile 6.245,68 TL nin iadesi isteminin 05.12.2014 gün 18421634 sayılı Kurum yazısıyla, bu paranın prim borcuna mahsup edileceğinden ödenmeyeceğine ilişkin bilgi verildiğini, yapılan işlemde bir usulsüzlük olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;”…Davacının yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi 14.07.2010 olup takip eden aybaşı olan 03.08.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış bulunmakla, yaşlılık aylığı bağlanması yönünden bir gecikme ve ödenmeyen aylık dönemi bulunmadığını kabul ederek, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında, davacının tahsis talep tarihinde 12 nci basamakta olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 23,69 TL’nin 01.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının hatalı ve geç yapılan emeklilik tarihinin ve basamağının düzeltilmesine ilişkin talebinin reddine, davacının emekli yapılmadığı günlerin maaşının hesaplanarak faizi ile birlikte ödenmesi talebinin reddine dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan SGK vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haksız ve hatalı hesaplama neticesinde 14.07.2010 tarihinde müvekkilinden tahsil edilen 6.245,68 TL paranın tahsil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile iadesi gerektiğini aksi yöndeki mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kuruma başvurusu neticesinde davacıdan alınan 6.245,68 TL davacının geçmiş dönemlerde oluşan prim borcuna mahsup edildiğini, yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davacı tarafa hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, dava, haksız tahsilatın yasal faiziyle iadesi, yaşlılık aylığı tarihi ve basamak tashihi ile ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle tahsili davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 23.69 TL fazla ödemenin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline diğer isteklerin reddine karar verilmiş, karar her iki taraf vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı SGK vekilinin istinaf başvurusu yönünden; bu taraf aleyhine hüküm altına alınan miktar istinaf kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın istinaf başvurusu yönünden; toplanan deliller ve alınan raporlara nazaran kurum işlemlerinde yasalara aykırılık bulunmadığı belirlendiğinden ilk derece mahkemesince varılan sonuç ve verilen karar yerindedir.
Bu itibarla sonuç olarak; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine, dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile birlikte davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; haksız ve hatalı hesaplama neticesinde 14.07.2010 tarihinde müvekkilinden tahsil edilen 6.245,68 TL paranın tahsil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkile iadesi gerektiğini aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kuruma başvurusu neticesinde davacıdan alınan 6.245,68 TL davacının prim borcuna mahsup edildiğini, yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davacı tarafa hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurumca bağlanan yaşlılık aylığının eksik bağlanıp bağlanmadığı ve fazladan prim ödenip ödenmediği ile davacının davalı Kuruma ödediği primlerin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortaları ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 89 inci maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesinin 13 üncü maddesinde;
“(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükümleri mevcut olup, eldeki davada, davacının talebinin davalı Kurumca yaşlılık aylığı bağlanmadan ve tahsis talebi öncesinde, borçlu olduğu prim tutarından daha fazla prim tutarının tahsil edildiği ve bu nedenle fazladan ödenen prim tutarının iadesi istemine yönelmesi ve mahkemece fazladan ödendiği belirlenen tutarın 23,69 TL olması karşısında, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin asıl alacağı geçemeyeceği dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazının aşağıdaki bent kapsamında kabulü ile, temyiz olunan ilk derece Mahkemesi kararının 5 nolu bendinin silinerek yerine;
“5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT hükümleri gereği asıl alacak tutarı olan 23,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
…