Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/11908 E. 2023/1498 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11908
KARAR NO : 2023/1498
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1245 E., 2021/1435 K.
#########KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 5. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/220 E., 2021/118 K.

Taraflar arasındaki eksik ödendiği iddiası ile yaşlılık aylığı miktarının yeniden tespiti ile fark aylıkların davalı kurumdan faizi ile birlikte tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin reddine, davalı … Başkanlığının istinaf isteminin esastan kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın esastan reddine dair, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … sicil numarası ile davalı nezdinde kayıtlı ve emekli maaşı aldığını müvekkilinin yurtdışı borçlanması prim gün sayısı, yaş ve diğer süreler ile birlikte tüm emeklilik şartlarını yerine getirerek davalı Kuruma emeklilik başvurusunda bulunduğunu ve Şubat 2012 ayı itibariyle kendisine emekli maaşı bağlandığını, davalı Kurumun müvekkilinin emekli maaşı ve ek ödemelerini prime esas kazançlarını tarihleri ve diğer hususları yanlış hesaplayarak müvekkiline eksik tutarda emekli aylığı bağlandığını, durumun düzeltilerek emekli maaşının ve aradaki doğan farkın ödenmesi için Kuruma başvurulduğunu ancak Kurumun cevabında maaş bağlama işlemlerinin bilgisayar ortamında yapıldığından yapılan işlemlerde herhangi bir hata olmadığını ifade ettiğini beyanla ilk aldığı emekli maaşından itibaren aylığın düzeltilmesini ve aylıklar arasında oluşan farkın yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaşlılık aylıklarının hesaplanmasında herhangi bir yanlışlık bulunmadığının ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller , dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde dosyada alınan … tarafından düzenlenen 07.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve değerlendirmeler sonucu davacıya 01.02.2012 tarihinden geçerli bağlanması gereken yaşlılık aylığı miktarının ek ödeme hariç 749,42 TL olduğunun tespiti ile davalı kurum tarafından 734,48 TL yaşlılık aylığı bağlanmış olduğundan eksik ödenen fark yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılmış olup bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme ve hesaplama somut uyuşmazlığı çözmeye elverişli ve yasal düzenlemelere uygun olmakla davanın kabulüne, davacıya 01.02.2012 tarihinden geçerli bağlanması gereken yaşlılık aylığı miktarının ek ödeme hariç 749,42 TL olduğunun tespiti ile davalı kurum tarafından 734,48 TL yaşlılık aylığı bağlanmış olduğundan eksik ödenen fark yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda, kendisi hakkında eksik incelemeye ve mevzuatın yanlış değerlendirmesi ile verilmiş olan rapora dayalı olarak karar verildiğini, buna göre davasının tam kabulüne dair karar verilmesini istemiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan davalı Kurum vekili, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Türkiye’de sigortalı çalışması bulunmayan davacının Alman sigorta Merciinden alınan 08.06.2011 tarihli belgede; 02.02.1981 tarihinden itibaren zorunlu sigorta kapsamına alındığı, Türk vatandaşı olduğu çalışma/ev kadınlığı sürelerine ilişkin 05.09.1984 ile 21.04.2005 tarihleri arasında kalan ve tekrar Türk vatandaşlığını kazandığı 26.01.2011 ile 08.06.2011 tarihleri arasında kalar toplam 7200 günlük süreyi 5510 sayılı Yasa’nınn 4/1-b kapsamında borçlanarka ödediği belirgin olup, davacıya 09.09.2011 tarihli tahsis talebi üzerine 1479 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylık hesaplanırken, borçlanılacak sürenin hangi tarihlere mal edileceği ve basamak intibakının ne şekilde yapılacağının belirlenmesi gerekmektedir.

1-3201 sayılı Kanun’un, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5 inci maddesi ise “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.

Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.

Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” hükmünü içermektedir.

Gerek Hukuk Genel Kurulu kararı gerekse, Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin “3201 sayılı Kanun kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5 inci madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekmekte olup, davacının borçlanma talebi sırasında eklediği belgelerde belirtilen son tarihten geriye doğru 5400 gün gidildiğinde borçlanılan sürenin 19.08.1991 ile 19.08.2011 tarihleri arasına mal edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

2-Aylığın eksik hesaplandığına ilişkin olarak yapılan incelemede;

Somut olayda, davacının borçlandığı sürenin son tarihten geriye doğru gidildiğinde 19.08.1991-19.08.2011 tarihleri arasına mal edilerek, 01.10.2008 tarihi itibariyle basamak sistemi terk edildiğinden, 01.10.2008 tarihi itibariyle son basamağının 7 nci basamak olduğu kabul edildiğinde mahkemece alanında uzman bilirkişiden alınan 15.01.2020 tarihli kök ve 07.01.2021 tarihli ek raporun yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, davacıya bağlanan aylıkta eksiklik bulunmadığı bildirildiği halde, aylığın mal edileceği süreler hatalı alınmak suretiyle aylığın belirlenmesi yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davacının davasının reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyizinde kendisi hakkında eksik incelemeye ve mevzuatın yanlış değerlendirmesi ile verilmiş olan rapora dayalı olarak karar verildiğini, buna göre davasının tam kabulüne dair karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Türkiye’de sigortalı çalışması bulunmayan davacının toplam 7200 günlük süreyi 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b kapsamında borçlanarak ödemesi nedeniyle 09.09.2011 tarihli tahsis talebi üzerine 1479 sayılı Kanun uyarınca bağlanacak aylık hesaplanırken, borçlanılacak sürenin hangi tarihlere mal edileceği ve basamak intibakının ne şekilde yapılacağı ile kurumca yapılan işlemin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un Geçici 2 nci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.