YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11625
KARAR NO : 2022/13019
KARAR TARİHİ : 25.10.2022
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No :
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, temyiz isteklerinin süresinde olduğu için işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. … geldi. Davalı adına gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
I-İSTEM
Davacı 505.817,95 TL iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat, 10,00 TL tedavi gideri, 500.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davacının iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat isteminin kabulüne, tedavi gideri talebinin reddine, davacı lehine 300.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat isteminin kabulüne, tedavi gideri talebinin reddine, davacı lehine 200.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesinin ilk kaldırma kararından sonra güncel asgari ücretler üzerinden ve dahi TRH-2010 tablosuna göre hesap raporu alınması gerekirken alınmamasının hatalı olduğunu, manevi tazminatın az olduğunu, fazla mesai ve yol-yemek sosyal yardımlarının ücret belirlenirken dikkate alınmadığını, davalının kusur oranının eksik tayin edildiğini, davalının kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğunu, kendileri lehine düşük vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı lehine hükmedilen karşı vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden kendileri lehine bozma kararı verilmesini talep ettiklerini ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-İlk derece mahkemesince verilen 07/08/2018 tarihli ilk kararın davacı tarafından sadece tedavi gideri talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ve manevi tazminatın az olduğu noktalarından istinaf edildiği, bölge adliye mahkemesinin 04/07/2019 tarihli sürekli iş göremezlik oranının tespiti yönünden prosedürün işletilmesi için ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin kararı sonrasında ilk derece mahkemesince tekrar alınan 16/10/2020 tarihli bilirkişi hesap raporunda bu durum gözetilip bölge adliye mahkemesinin 04/07/2019 tarihli gönderme kararından önce alınan 16/05/2018 tarihli hesap raporundaki verilere göre değerlendirme yapılması dolayısıyla hüküm altına alınan 505.817,95 TL iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davacı yönünden kesinleştiği ve davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetildiğinde bölge adliye mahkemesinin temyiz incelemesine konu 23/09/2021 tarih ve 2021/1326 Esas, 2021/2046 Karar sayılı kararında yer alan „Dairemiz kaldırma kararı sonrası ATK’dan rapor aldırıldıktan sonra ek hesap raporu aldırılmış ek raporun tarihi 16/10/2020 olup dosyada karar 16/12/2020 tarihinde verilmekle maddi tazminatın karar tarihine en yakın ücrete göre belirlendiği anlaşılmakla aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.“ şeklindeki gerekçe yerinde olmayıp açıklanan hususlar kapsamında kesinleşen olguyu ortadan kaldırmayacağı gözetildiğinde davacı tarafın bölge adliye mahkemesinin 04/07/2019 tarihli gönderme kararı sonrasında iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın miktarına yönelik istinafının sonuç doğurmayacağı açık olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu %100 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının %30, davalının %70 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 200.000,00 TL manevi tazminat bir miktar azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.