Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/11613 E. 2022/243 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11613
KARAR NO : 2022/243
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, Kurum dışındaki davalıların davacı şirket nezdinde hizmet akdine dayalı çalışmasının bulunmadığının tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Kurum tarafından, davalıların 07.07.2006 tarihinde 1 gün süreyle hizmet akdiyle davacı şirket yanında çalıştıklarının tespitinin yapıldığı eldeki davada ,davacı şirket , 07.07.2006 tarihinde Orman Genel Müdürlüğü’nden ihale usulü ile aldıkları yakacak odunun kamyona yükleme işi için davalıların 2-3 saat süreyle çalıştıklarını , yapılan işin parça başı yapılan iş niteliğinde bulunduğu sebebiyle davalılarla aralarında hizmet akdinin oluşmadığını bu yöndeki Kurum İşleminin iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü yönündeki ilk hüküm dairemizce, 31.03.2014 tarih ve 2013/19254 Esas 2014/7235 Karar sayılı ilamı ile ‘’….07.07.2006 tarihinde odun yükleme esnasında kaza geçiren davalı …’ın iş kazası geçirdiğinin Kurumca kabulü neticesi; bu konuyla ilgili olarak … Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nde açtığı maddi-manevi tazminat davasında, Mahkemece, … ile şirket arasında hizmet akdinin bulunduğunun kabulüyle, 1.840,00 TL tedavi gideri, 3.900,00 TL geçici iş göremezlik zararı, 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedildi. Mezkur karar, 21. HD.’nin 2011/6487 E., 2012/15489 sayılı Kararı ile davanın niteliği göz önünde tutularak olayın iş kazası olup olmadığının, iş kazası sonucu sayılması halinde, meslekte kazanma güç kayıp oranın saptanması ve buna bağlı olarak Kurumdan gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunması giderek Kurum ve işveren aleyhine dava açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar verilmesi sebepleriyle bozulduğu anlaşılmıştır. Bu davada taraflar arasında hizmet ilişkisi kabul edilmiştir. İş kazası geçiren davalı … ile birlikte diğer davalıların da olay günü davacı şirkette aynı işi yaptıkları dosya kapsamıyla belirgindir. İş kazası ile ilgili davada, davacı ile davalı arasında hizmet akdinin varlığının kabul edilmesi karşısında aynı hukuksal ilişki içinde bulunan diğer davalılar içinde aynı sonucun çıkması hakkaniyet gereğidir. Mahkemece yapılacak iş , aralarında irtibat bulunan iş kazası davasının sonucunun beklenmesi ve buna göre değerlendirme yapılması gerekir’ gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılama aşamasında; davalı …’ın, meslekte kazanma gücü kayıp oranının belirlenip gelir bağlanması talebiyle dava açtığı; İlk Derece Mahkemesince;davanın; kısmen kabulüne, …’ın, sürekli iş göremezlik oranının % 3,3 olduğunun ancak 5510 sayılı Kanun madde 19/1 gereği, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanamadığı anlaşılmakla, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranına bağlı olarak, Kurumdan gelir bağlanması talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur. … ve Kurum’un istinaf başvurusu; … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiştir. Dairemize gelen ilgili hüküm ise; ‘’…Yapılan yargılama sırasında alınan gerek Yüksek Sağlık Kurulu gerekse Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporlarında, davacının 07/07/2006 tarihinde maruz kaldığı iş kazasına bağlı yaralanması sebebiyle davacının %3,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağının bildirilmiş olması karşısında, davacının kurum tarafından önceden belirlenen kazanma gücü kayıp oranında değişiklik olmadığı anlaşıldığından işgöremezlik derecesinin tespitine dair istemde hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken kabul kararı verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu gerekçeleriyle ilgili hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Az yukarıda izah edilen süreç sonrası ise Mahkemece başka araştırma yapılmaksızın davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir. Mahkemenin bu yaklaşımı yerinde değildir. Şöyle ki; bekletici mesele yapılan husus; davalı …’ın geçirdiği kazanın iş kazası olup olmadığının giderek davacı şirket ile arasında hizmet akdine dayalı bir çalışma olup olmadığının belirlenmesine yönelik olduğu açıktır. Ne var ki; davalı …’ın açtığı dava ve verilen karar itibariyle davacı şirket ile davalı … arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmemesi karşısında, Mahkemece, davalı Kurum dışındaki diğer davalılar ile davacı şirket
arasında 07.07.2006 tarihindeki çalışmanın hizmet akdine dayalı olup olmadığı hususunun yöntemince araştırma yapılarak elde edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekildeki hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
O hâlde, davacı … Ağaç Ürünleri Ltd. Şti. avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.