Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/11226 E. 2022/3240 K. 09.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11226
KARAR NO : 2022/3240
KARAR TARİHİ : 09.03.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : … 1. İş Mahkemesi

Dava, 19/02/2015 – 22/02/2016 ile 09/03/2016 – 14/05/2016 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptaline yönelik Kurum işlemi nedeniyle belirtilen tarihlerde davalı yanında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; davacının davalı nezdinde 19.02.2015 – 14.05.2016 tarihleri arasında çalıştığını primleri ve işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini, Kurum tarafından iş verene açılan soruşturma neticesinde davacının çalışmalarının gerçek olmadığından bahisle çalışmalarının iptal edildiğini, kurum işleminin hatalı olduğunu, davacının iş yerinde çalıştığını belirterek davacının davalı işyerinde 09.02.2015 – 14.05.2016 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiklerini, davacının çalışmasına ilişkin …’na beyanda bulunulduğunu, davacının tüm ücretlerinin ve … primlerinin ödendiğini belirterek davanın kabülüne karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil … cevap dilekçesinde özetle; Kurum denetmenleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda davacı adına, iş yerinden 19.02.2015 – 14.05.2016 döneminde bildirilen çalışmaların fiili olmadığının tespiti üzerine bu çalışmaların iptal edildiğini, davacının çalışmalarının gerçek bir çalışma olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi, somut olayda, 19/02/2015 ve 09/03/2016 tarihli işe giriş bildirgelerinin düzenlendiği, tespitini talep ettiği sürelere ilişkin bildirimlerinin Kurum tarafından iptal edildiği, 30/05/2017 tarihli Denetmen Raporunda davalıya ait işyerinin 20/08/2014 tarihinde kanun kapsamına alındığı, işyerinden davacının bildiriminin durdurulduğu tarihten sonra bildirimde bulunulmadığı, alış satış faturalarında davacının isim ve imzasına rastlanılmadığı, işçi özlük dosyasının düzenlemediği belirtilmiş, davalının davacının damadı olduğu ve denetmene verdiği beyanında kayınbabasının emekli olabilmesi için prim ödeme gün sayısına ihtiyacı olması nedeniyle prim ödeme gün sayısını tamamlamak için hukuk bürosundan sigortasını yaptırdığını, yaptığı iş başvurularının elinde ve ayağında problem olması nedeniyle herhangi bir işte çalışamayacağını, % 40’ın üzerinde engelli durumu olduğunu, kış aylarında …’da kaldığını ve kendisinin yanında günde bir kaç saat çalıştığını, evrak ve fatura yatırma işlerinde çalıştığını, yaz aylarında memleketinde hayvancılık yaptığını, kış aylarında hayvanlara kayınvalidesinin ve kızının baktığını, kayınpederine ücretlerini elden imza atmaksızın verdiğini, davacının ise damadının bürosunda getir götür işlerini ve aracında şoförlük yaptığını, emekli olunca işi bırakıp köye döndüğünü, geçimini köyde tarım ve hayvancılık yaparak sağladığını beyan ettiği, yapılan işin niteliği konusunda davacı ve davalının çelişkili beyanlar verdiği, duruşmada dinlenen tanıklardan … davacının 2014 yılı sonlarında işe girdiğini ve devamlı ve sürekli çalıştığını beyan etmiş ise de ve yine tanık Vahit davacının davalı yanında çalıştığını beyan etmiş ise de tanık Nilgün’ün kendisinin işyerinden 14/03/2015 tarihinde ayrıldığını, davacının da kendisi ayrılmadan 10-15 gün önce çalışmaya başladığı ve davalının denetmene davacının kış aylarında …’da kaldığını ve kendisinin yanında günde bir kaç saat çalıştığını belirtmesi karşısında tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, sosyal ve mali durum araştırmasında davacının ilkokul mezunu olduğunun ve elinde özür olduğunun belirtilmesi, davalının denetmen beyanında davacının elinde ve ayağında problem olması nedeniyle herhangi bir işte çalışamayacağını beyan etmesi karşısında davacının bir avukatlık bürosunda işleri takip edebilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlaşıldığından Kurum tarafından iptal edilen bildirimlerin gerçeği yansıtmadığı sabit olup 5510 sayılı Kanunun 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden dosya kapsamı ve mevcut delil durumu dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde hata bulunmadığı göz önünde bulundurularak davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılanlar nazarında Mahkemece, öncelikle somutlaştırma yükümlülüğü kapsamında iş yerinin kapsam ve faaliyet alanı araştırılmalı, iş yerinin vergi kayıtları getirtilmeli;dosya kapsamında davacının % 40’ın üzerinde engelli olduğunun belirtilmesi karşısında engel durumu araştırılmalı, davacının hareket etmesine engel bir durumun olup olmadığı bu kapsamda belirlenmeli ve yaptığı iddia edilen getir götür işleri yapıp yapamayacağı bu kapsamda değerlendirilmeli; çalışmanın gerçekliliği ve eylemli bir çalışma olup olmadığı tespit edilmeli; bunun yanında, idari yargıda açılan idari para cezasına yönelik yargılamada davacının uyuşmazlık konusu döneme dair, bir dönem çalıştığının kabul edilmesi karşısında; öncelikle ilgili idari yargılama dosyası celbedilerek incelenmeli, bu kapsamdan olmak üzere çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine komşu iş yeri tanıkları araştırılarak; davacının hangi mahkeme kalemlerine, icra dairelerine evrak getir götür işi yaptığı belirlenmeli, tespit edilebiliyorsa ilgililer de tanık sıfatıyla dinlenilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; dolayısıyla belirlenecek bildirimlerin geçerli olup olmadığı açık ve net bir biçimde belirlenerek ortaya konulduktan sonra, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.