Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/11125 E. 2023/3643 K. 04.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11125
KARAR NO : 2023/3643
KARAR TARİHİ : 04.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2019/488 E., 2021/331 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki sigortalının iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edildiği anlaşıldıktan; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 30.06.2010 günü Kurtuluş Petrol Nakliye İnşaat Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’nin maliki olduğu, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı tanker, Aliağa Petrol ofisinden yüklediği akaryakın bir kısını davalılardan Gültekinler Day.Tük.Mal.Pet.Ürün.Paz.San ve Tic Ltd. Şti’ne ait …de bulunan petrol istasyonuna boşalttığını, kalan akaryakıtı da yine Gültekinler Petrol’e ait Simav/Hisarbeyli beldesinde bulunan diğer petrol istasyonuna boşaltmak üzere yolda seyir halinde iken saat.00:45 sıralarında Demirci-Simav yolunda devrildiğini, kaza sonucu tankerin şoför mahallinde bulunan Gültekinler Petrol Ürünleri Ltd.Şti çalışanı müvekkillerinin oğlu ve kardeşi …’nın vefat ettiğini, …’nın 28.11.1987 doğumlu olduğunu çalışma hayatının henüz başındayken genç yaşta 23 yaşında öldüğünü, … plakalı tankerin sürücüsü … hakkında trafik kazası nedeniyle taksirle ölüme neden olmak suçundan açılan kamu davasında Simav Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/4 Esas 2012/34 Karar sayılı dosyasıyla mahkumiyetine karar verildiğini, ceza yargılaması sırasında aynı zamanda bir iş kazası olduğunun ortaya çıktığından Simav Asliye Ceza Mahkemesince iş kazası olup olmadığının özel hukuku ilgilendirdiği gerekçeleriyle reddedildiğini, yapılan müfettiş incelemesinden sonra …’nın ölümünün iş kazası olduğunun tespit edildiğini, ceza davasının sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığını, Gültekinler Day. Tük. Mal. Pet. Ürün. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin müteveffanın işvereni olduğunu, 5510 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin c bendinde düzenlenen bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat ettiğini, işverenin de iş kazası sonucu ölümünden sorumlu olduğunu, sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğunu, davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kaza yapan … plakalı tankerin Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının 18791725 nolu poliçe ile davalılardan Ergo Sigorta AŞ tarafından yapıldığını, bu nedenle Ergo Sigorta Aş’nin doğan maddi zarar bakımından poliçe limitini aşmamak üzere diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Borçlar Kanun’un 14 üncü maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, Ergo Sigorta Aş tarafından 26.09.2011 tarihinde davacı müvekillerinden … için 10.167,00 TL, … için ise 11.017,00 TL olmak üzere toplam 21.184 TL maddi tazminat ödemesi yaptığını, davacı baba … için yoksun kaldığı destek tutarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 20.000 TL maddi tazminatın, haksız fiil tarihi 30.06.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükümde ayrıca davalılardan Ergo Sigorta Aş’nin davacı baba … lehine davadan önce yaptığı tazminat tutarının ödeme tarihi itibariyle mahsup edilmesi gereğine yer verilmesini, davacı anne … bakımından yoksun kaldığı destek tutarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 20.000 TL maddi tazminatın, haksız fiil tarihi 30.06.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükümde ayrıca davalılardan Ergo Sigorta Aş’nin davacı baba … lehine davadan önce yaptığı tazminat tutarının ödeme tarihi itibariyle mahsup edilmesi gereğine yer verilmesini, reşit olmayan kardeşi … bakımından yoksun kaldığı destek tutarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 20.000 TL maddi tazminatın, haksız fiil tarihi 30.06.2010 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükümde ayrıca davalılardan Ergo Sigorta Aş’nin davacı baba … lehine davadan önce yaptığı tazminat tutarının ödeme tarihi itibariyle mahsup edilmesi gereğine yer verilmesini, davacı baba … için 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketi dışında) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne … için 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketi dışında) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı kardeşi … için 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketi dışında) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı kardeşi … için 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketi dışında) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Gültekinler Day. Tük. Mal. Pet .Ürün. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, zira Gültekinler Day. Tük. Mal. Pet. Ürün. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin olayla ilgisinin olmadığını, murisin bağlı olarak çalıştığı işverenin Gültekinler Petrol Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, her iki firma birbirinden bağımsız faaliyet gösterdiğini, bu şirketin de davacılar desteğinin ölümünde hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, kusurun tamamının sürücü …’e ait olduğunu, davanın haksız ve yersiz olduğunu, reddinin gerektiğini, ceza mahkemesinde verilen ceza kararında da belirtildiği üzere olayın iş kazası niteliğinde olmadığını, mesai saati bittiği halde iş yerinden ayrılarak evine gitmesi gereken davacılar murisinin aksi yönde davranarak keşfi bir şekilde özel amaçlı geçmek için iş faaliyeti kapsamında olmaksızın kaza yapan araca keyfi bir şekilde özel amaçlı gezmek için iş faaliyeti kapsamında olmaksızın kaza yapan araca yolcu olarak bindiğini, ortaya çıkan zarar ile müvekkili şirket arasında illiyet bağı kurulamadığından zarardan sorumlu tutulmayı gerektirir yasal nedende bulunmadığını, öncelikle husumet yönünden reddine, hukuki mesnetten yoksun, haksız ve yersiz davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Ergo Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin adresinin Ümraniye/… olduğunu, yetkili mahkemenin … Anadolu Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin tacir olduğunu, … Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu trafik kazasının 30.06.2010 tarihli olduğunu, sigorta poliçesinden doğan taleplerin 2 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olduğunu, bu itibarla davayı kabul anlamına gelmemek üzere iş bu davanın yasal süresi içinde açılmış olmadığından davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kaza tarihi itibari ile belirlenen teminatlarla ve sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkiline sunulan raporlar ve sair belgeler kapsamında 26.09.2011 tarihinde 21.184 TL tazminat ödendiğini, kazadan doğan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, başkaca bir sorumluluğu kalmadığından müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm sorumluluğunu herhangi bir şart/itiraz ile karşılaşmakızın yerine getirmiş olduğundan dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, haksız davanın reddine, masraf vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına, yetki ve iş bölümü itirazları doğrultusunda dosyanın yetkili ve görevli … Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddine, dava öncesinde müvekkili şirketin dava konusu kaza ve poliçe ile ilgili tüm sorumluluğu yerine getirmiş olduğundan davanın reddine, masraf ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve ferilere ilişkin davacı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davalı … yargılama sırasında beyanında; olay tarihinde müteveffa …’yı kendisinin yanına almadığını, adı geçen kişinin pompacılık işi yaptığını ve davalı Gültekinler Ltd.Şti’de çalıştığını, olay günü söz konusu yakıtı Hisarbey’e götürmesinin söylendiğini, o gün ilgili personel olan soyismini bilmediği Vatan isimli bir kişiyle… görüştüğünü, o kişi gelemeyeceğini söyleyince Gültekinler Ltd.Şti’nin sahibi olan…’in müteveffayı kendisinin yanına verdiğini, kantara girmelerinin söylendiğini, olay günü saat.17:00 sularında Aliağa’dan çıktığını, gece 00:30 sularında burada olduğunu, vefat etmiş olan …’nın da o saatte benzinlikte çalıştığını beyan etmiştir.

4.Davalı Kurtuluş Petrol ..Ltd. Şti. Cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli ve 2013/148 Esas, 2015/243 Karar sayılı kararı ile; Davanın kısmen kabulü ile; davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Pet. Ürün Paz. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Kurtuluş Petrol Nak. İnş. San . ve Tic. Ltd Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Pet. Ürün Paz. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Kurtuluş Petrol Nak. İnş. San . ve Tic. Ltd Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Pet. Ürün Paz. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Kurtuluş Petrol Nak. İnş. San . ve Tic. Ltd Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilikin istemin reddine,

Davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Pet. Ürün Paz. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., Kurtuluş Petrol Nak. İnş. San . ve Tic. Ltd Şti. ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davacılar şartları oluşmadığından maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı Reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ile davalılardan … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. (Kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin 12.02.2019 tarih ve 2017/4468 esas ve 2019/898 karar sayılı ilamında özetle; davacı anneye aylık gelirinin asgari ücretin net tutarından fazla olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunca ölüm geliri bağlanmadığı ve davacı babanın emekli aylığı aldığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi hükmüne göre; ölen sigortalının gelirinden sürekli destekte bulunduğu ileri sürülüp, Türk Borçlar Kanunu’nun 55 inci maddesine göre maddi delillerle hesaplanabilir sürekli ve düzenli fiili bir desteğin varlığının da kanıtlanmadığı, bu durumda; Mahkemece, farazi desteğin karine olduğu kabul edilerek, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51 inci maddeleri uyarınca, somut olayın özelliğine göre davacı ana ve babanın birbirlerine desteği ile varsa diğer çocuklarından alabilecekleri destek de dikkate alınarak hakkaniyete uygun makul bir maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.07.2021 tarihli ve 2019/488 Esas, 2021/331 Karar sayılı kararı ile; mahkemece usul ve yasaya uygun bulunarak uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; davacı anneye aylık gelirinin asgari ücretin net tutarından fazla olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunca ölüm geliri bağlanmadığı ve davacı babanın emekli aylığı aldığı açık olsa da farazi desteğin karine olduğu kabul edilerek, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri uyarınca, dava konusu olayın özelliğine göre davacı ana ve babanın birbirlerine desteği, diğer çocukların desteği dikkate alınarak ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 5.000’er TL tazminata hükmedildiği, diğer davacılar yönünden şartları oluşmadığından maddi tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerektiği, Yargıtay bozma ilamı dışında kalan ve kesinleşen diğer yönleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesiyle;

1-Davacılar … ve …’nın maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 5.000 TL maddi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Petrol Ürün Paz.San. Tic.Ltd.Şti ve Kurtuluş Petrol Nak.İnş.San. Tic.Ltd.Şti, … ve Ergo Sigorta A.Ş.’den (poliçe limiti oranında ve ticari faizle sorumluluğuna) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

Davacı … için 5.000 TL maddi tazminat alacığının 30.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Gültekinler Petrol Ürün Paz.San. Tic.Ltd.Şti ve Kurtuluş Petrol Nak.İnş.San. Tic.Ltd.Şti, … ve Ergo Sigorta A.Ş.’den (poliçe limiti oranında ve ticari faizle sorumluluğuna) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

2-Diger davacılar yönünden şartları oluşmadığından maddi tazminat istemlerinin reddine,

3-Yargıtay bozma ilamı dışında kalan ve kesinleşen diğer yönleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararına uyan ilk derece mahkemesinin farazi desteği hatalı yorumladığını, farazi destek bakımından hesaplama yapılması için dosyayı bilirkişiye tevdi etmek yerine, takdiri bir tutar belirleme yoluna gittiğini, miktarının çok az olduğunu, Yargıtay 21.Hukuk Dairesi Başkanlığının temyiz incelemesine konu Simav Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09.04.2015 gün, 2013/148 Esasa ve 2015/243 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasında davalı Gültekinler Petrol Ürünleri Paz.San ve Tic.Ltd.Şti ve Ergo (HDİ) Sigorta A.Ş vekilleri yararına, reddedilen maddi tazminat talebi bakımından ayrı ayrı o tarihteki Av.As.Ücret Tarifesine göre 1.500,00 TL vekalet ücreti takdir edildiğini, kararda yer alan bu vekalet ücretlerinin davalılar vekilleri tarafından ilamlı icraya konu edildiğini ve ayrı ayrı tahsil edilmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesi aynı konuda mükerrer olarak yine aynı iki davalı vekili yararına 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmettiğini, eğer ilk derece mahkemesi bu konuda yeni bir karar verecek ise bu konuda önceki verilen vekalet ücretinin ortadan kaldırması gerektiğini, davalılar vekillerinin eski hale getirme yükümü gereği taraflarına iadesinin sağlanmasının gerektiğini, davalıların vekillerinin üç olduğu dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davacılar tarafından ispatlanan sürekli ve düzenli bir destek olmamasına rağmen tazminata hükmettiğini, bu sebeple kararın açıkça kanuna aykırı olduğunu, destek olgusunun yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğini, davacı annenin asgari ücret üstünde bir geliri olduğunu, davacı babanın emekli olduğunu, yani davacıların ekonomik durumunun oldukça iyi olduğunu, dolayısıyla muris oğullarından destek aldıkları iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, olayda öncelikle sürekli ve düzenli fiili bir destek olma olgusu olup olmadığına bakılması gerektiğini ve bu destek olma olgusu ispatlanmış ise maddi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bu bakımdan eylemli desteğin bulunması gereken durumlarda farazi desteğin kabul edilemeyeceğini, davacıların tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, tarafı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazası neticesinde vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK Geçici 3 üncü maddesi delaletiyle uygulama imkanı bulan 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 1086 sayılı HUMK’nun 427 ilâ 444 üncü maddeleri,6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 51,52,53,55, 56 ve 332 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 13, 16, 19, 20 ve 21 inci maddeleri ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı, 4857 sayılı İş Kanun’un 77 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacı kardeşlerin tüm, davacılar anne ve baba ile davalı … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 22.06.2018 tarih 2016/5 E – 2018/6 sayılı kararında, “ana ve/veya babanın çocuğunun haksız fiil ve veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destek ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların ana ve/veya babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği” kabul edilmiştir.

3. Destekten yoksun kalma tazminatı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesinin 3 üncü bendinde düzenlenmiş olup, “Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir”. Bu maddeye göre, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır.

4. İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesine göre; ”Destekten yoksun kalma tazminatının doğumu için destek ile tazminat talebinde bulunan kişi arasında bir destek ilişkisi bulunmalıdır. Burada bahsedilen destek ilişkisi hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar. Destek ilişkisinin varlığında destek olunanın ihtiyaçlarının sürekli ve düzenli olarak karşılanması yer almaktadır. Burada ifade edilmek istenen süreklilik ve düzenlilik hali yardımın belirlenen zamanlarda ve belirli miktarlarda yapılması değil, eğer destek ölmeseydi yardımların devam edeceğine dair bir beklentinin bulunmasıdır. Eğer yardım devamlı destek saiki ile değil de, tek seferlik, geçici, düzensiz ya da gelişigüzel zamanlarda yapılıyor ve ileride yardımın devam edeceğine dair bir beklenti yaratmıyorsa, bu durumda desteğin sürekli ve düzenli olduğundan bahsetmek mümkün olmayacaktır”.

5. Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinden anlaşıldığı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Eş deyişle amaç; destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.

6. Burada önemle üzerinde durulması gereken husus, sigortalının destek gücünün, ana ve/veya babanın destek ihtiyacı ile beklenilen destek şeklinin ve miktarının yaşam deneylerine uygun olması gereğidir.

7. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci maddesi hükmüne göre; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler”.

8. Türk Borçlar Kanununun 51 inci maddesine göre ise; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler”.

9. Bakım gücü-bakım ihtiyacı; bu konuda önemli olan, kimlerin yardımcı, kimlerin yardım gören olabilmeye elverişli oldukları değildir; somut olaylar ve belirli kişiler bakımından geleceğe uzanacak ve gelecekte dahi mümkün olabilecek biçimde kimlerin gerçekten yardımcı, kimlerin yardım gören olduklarıdır. Yardımcı (=destek) kavramı, bakım gücünü; yardım gören kavramı ise bakım ihtiyacını gerektirdiğinden, şayet bakım gücü yoksa destekten; bakım ihtiyacı mevcut değilse, yardım görenden söz edilemez. Bundan başka aradaki sıkı ilişki dolayısıyla birinin yokluğu durumunda diğerinin varlığı da düşünülemez. Bu yönden, destekten yoksun kalma davasında davalı taraf, bakım gücü ve bakım ihtiyacının olayda var olmadığını savunabilir. Tazmin alacaklısı sıfatiyle dava açmış olan davacı, yaşam deneyimleri ve olayların olağan yürüyüşü nedeniyle ispat yükünün yer değiştirmesi durumu söz konusu bulunmadıkça bakım gücünü ve bakım ihtiyacını ispat zorundadır (Mustafa Çenberci, İş Kanunu Şerhi-1978 …, shf 846 ve devamı).

10. Bu durumda; destekten yoksun kalınan zararın belirlenmesinde, ölen sigortalının elde ettiği gelirin miktarına göre destek gücünün kapsamının ne olduğu, sürekli ve düzenli destek olup olmadığı ve davacıların destek ihtiyacının bulunup bulunmadığı varsa bu ihtiyacın ne şekilde karşılandığının dikkate alınması gerekir.

11. İçtihadı Birleştirme Kararında söz edildiği gibi, bakma kavramı; “Para ve para ile ölçülebilecek bir değer olabileceği gibi bir hizmet ifası ve yahut benzeri yardımlar şeklinde olabilir. Bu nedenle, desteğin yardımının yanızca parasal nitelikte olması bakım gücünün varlığı için koşul değildir”. Ancak aksi kanıtlanmadıkça, sigortalının ileride yapacağı farazi desteklerden olan; ana ve babasının bakım ihtiyacı ileride gerçekleşirse bakım ihtiyacını gidermek, bazen ziyaret etmek, evlerinde yardım etmek, kendilerine alışveriş yapmak, yemek yapmak vs. gibi destekler hesaplanabilir nitelikte değildir.

12.Zira Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında davacı anne ve babanın destekten yararlandığının ispatı için kurumdan gelir bağlanması şartı aranmamakta olup, bunun bir sonucu olarak da davacı anne ve babanın destek tazminatı alacaklarının kurumdan bağlanan gelirin ödendiği süre ile sınırlı olduğunu kabul etmek açıkça İçtihadı Birleştirme Kararıyla amaçlanan sonucu bozucu mahiyettedir.

13. Öte yandan davacı anne ve baba tarafından Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi hükmüne göre; ölen sigortalının gelirinden kendisine sürekli destekte bulunduğu ileri sürülüp, Türk Borçlar Kanununun 55 inci maddesine göre maddi delillerle hesaplanabilir sürekli ve düzenli fiili bir desteğin varlığı da kanıtlanmamıştır.

14. O halde, mahkemece, sigortalının anne ve babasına destek olacağı karine olarak kabul edilerek, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51 inci maddeleri uyarınca, somut olayın özelliğine göre hesap edilebilir mahiyette destek yoksunluk maddi tazminatı alacağının varlığının açıkça ispat edilememiş olması nedeniyle davacı anne ve baba yararına hakkaniyete uygun daha makul maddi tazminatlara hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bariz miktarda az olan maddi tazminatların hüküm altına alınması isabetsiz görülmüştür.

15.Öte yandan davalı …’in kendisini vekille temsil ettiği anlaşıldığından reddedilen miktar üzerinden lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi de hatalı olmuştur.

16. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

17. O halde, temyiz eden davacılar anne ve baba ile davalı … vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak, Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.