Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/11036 E. 2023/2221 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11036
KARAR NO : 2023/2221
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki iş kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA Davacı vekili, müvekkilinin, davalı … bünyesinde…Demir Yolları Şefliği’nde 01.01.2017 tarihinden beri daimi işçi (tren teşkil işçisi) olarak çalıştığını, 09.03.2017 tarihinde çalışmış olduğu istasyon içerisinde sağ birinci kör yolda manevra yapmaktayken vagonlar üzerinden kayarak düştüğünü, düşme neticesinde sağ omzunda çıkık ve omuz eklem ucunda kırık meydana geldiğini, düşmenin nedeninin vagonlar önünde tampon bulunmaması ve istasyonun sağ tarafına yapılan yolda yaya yolunun mevcut olmamasından kaynaklandığını müvekkilinin ortopedik bakımdan zorlu bir ameliyat geçirdiğini ve omzuna 3 titanium vida ile platin takıldığını belirterek, davalıdan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacıya her türlü ekipman ve donanımın müvekkili kurumca verildiğini, müvekkili kurumca her türlü güvenlik önleminin alındığını, davaya konu kazanın davacının dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle gerçekleştiğini, müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içerisindeki deliller ve bilirkişi raporları uyarınca, iş kazasının tamamen davacının kusuru neticesinde meydana geldiği kabul edilerek, davalıya yükletebilecek kusur bulunmadığından davacı tarafın maddi tazminat talepleri ile manevi tazminat talebinin reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, kusur raporlarının hukuka aykırı olduğunu, kazanın olduğu olay yerinde kör tampon olmadığı için ve müvekkilinin de vagonların raydan çıkmasını önlemek için dizinin sonuna giderek vagonu bırakıp dönüşte, çok yağmur yağması ve yine sahada yürüme yolunun bulunmaması nedeniyle vagonların üzerinden geçmek isterken işbu kazanın meydana geldiğini, kör tampon olmuş olsa idi müvekkilinin vagonların çıkmasını önlemek için dizinin sonuna gitmeyecek ve hatta yaya yürüme yolu olsa gidip o yolu kullanacağını, müvekkilinin vagonların üzerinden geri dönmesine davalı kurumun düzensizliği, işleyişi ve ihmalinin sebep olduğunu, müvekkili kötü niyetli biri olmuş olsaydı rayların çıkmasını önlemek için uğraşmak yerine durumu görmezden geleceğini, kolluk kuvvetleri tarafından yapılan incelemelerde dahi tali kusurlunun müvekkilinin olduğunun tespit edildiğini, asıl kusurun davalı kurumda olduğunu, ancak bilirkişilerin tek yanlı olarak dosyadaki evraklara bakmaksızın rapor hazırladıklarını, üstelik raporda sadece müvekkilinin omzunda çıkık olduğunun yazıldığını, ancak müvekkilinin omzuna 3 adet pilatin takılı olduğu dahi rapora yazılmadığını, gerçekleşmiş olan kalıcı bir zararın olduğunu yazmaktan ve tespit etmekten çekinen, tarafsız olmayan bir heyetten alınan raporu kabul etmediklerini, hal böyle iken; bilirkişiler sanki müvekkilinin keyfinden vagonlardan atlayarak geçtiğini bu nedenle bu keyfi hareketinin sonuçlarına da katlanmalı şeklinde %100 davacı müvekkilini kusurlu bulmasının objektif hukuk kurallarına uymadığın gösterdiğini, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bağlı yönetmelikler tarafından işverenin yükümlülükleri sayıldığını, davalı işverenin düzgün eksiksiz bir çalışma ortamı dahi hazırlamadığını hazırlamış olsa idi bu elim kazanın yaşanmayacağını, müvekkili düşerken dahi işveren tarafından kendisine verilen ekipmanların üzerinde olduğunu, bu hususun savcılık soruşturma dosyasına kaza anındaki tanıkların beyanıyla sabit olmasına rağmen bilirkişilerce göz ardı edilerek bir rapor hazırlandığını, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporun objektif kriterlerden uzak olup, hiçbir kural, kaide belirlenmeden afaki tespitlerle dolu olduğunu, beyanla red kararı veren yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi sonucu ivedilikle kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, “iş kazasının meydana gelmesinde davacıya %100 oranında kusur izafe eden bilirkişi heyet raporunun dosya içeriğine olayın meydana geliş şekline 4857 sayılı İş Kanunu ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü Hükümleri ile İş Ekipmanlarının kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği hükümlerine uygun olduğu ve itibar edilebilir nitelik taşıdığı…
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı… ” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasına maruz kalan sigortalının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanamadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50, 51, 54, 55 ve 56 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgilisinden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.