Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/10572 E. 2023/2766 K. 20.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10572
KARAR NO : 2023/2766
KARAR TARİHİ : 20.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2015/316 E., 2016/300 K.


KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen prime esas kazancın tespiti davasında yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ve ihbar olunan kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin … nezdinde işçi olarak çalıştığını, bu süreçte müvekkilin Kırşehir Belediye Başkanlığında aylık olarak almış olduğu ücret bordrosunda alacak kalem girdilerinin eksik olarak bildirildiğini, müvekkilinin bir kısım ikramiye ve fazla mesai alacaklarına mahbusen davalı … tarafından müvekkil adına ayni vediğer nitelikte değerler verildiği, bunların maliye ve muhasebe kayıtlarına alacaktan bedel olarak düşümünün yapıldığı halde …’ya bildirimediği, … kaytılarına düşük bordro ve gelir bildirimi yapıldığını, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, davanın …’ya resen ihbarına, davalı işveren nezdinden çalıştığı dönemde mevcut işçilik ve Toplu İş Sözleşmesi, iş yasası ve özlük dosyası kapsamında … primin eksik ödendiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … Başkanlığının vekili, davaya konu alacakta husumet itirazlarının olup davanın sadece …’ya açılması gerektiğini bu nedenlerle davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları bakımından davanın reddine ve görevsizliğine, Mahkemece bu itirazları yerinde görülmediği takdirde esas bakımından itirazlarının kabulü ile yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin karşa taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İhbar olunan Kurum vekili, davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/316 E. 2016/300 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, davalı işveren tarafından davacıya ait bildirilen esas kazançlara ek olarak 2005 yılı ilave 1 ödemesi brüt 444,86 TL 2005 yılı yakacak yardımı ödemesi brüt 350,00 TL 2006 yılı ilave 2-3-4 ödemesi brüt 1.623,18 TL.2006 yılı Kurban Bayramı ödemesi brüt 177,73 TL 2006 yılı Ramazan Bayramı ödemesi 148,10 TL 2006 yılı Giyim Kuşam yardımı ödemesi brüt 550,00 TL ve 2006 yılı yakacak yardımı ödemesi brüt 400,00 TL 2007 yılı ilave 1-2-3-4 ödemesi brüt 2.272,40 TL, 2007 yılı kurban bayramı ödemesi brüt 207,35 TL, 2007 yılı Ramazan Bayramı ödemesi 177,72 TL, 2007 yılı Giyim Kuşam yardımı ödemesi brüt 550,00 TL ve 2007 yılı yakacak yardımı ödemesi brüt 450,00 TL 2008 yılı ilave 1 ödemesi brüt 1.233,70 TL, 2008 yılı ilave 2 ödemesi brüt 1.258,40 TL 2008 yılı kurban bayramı ödemesi brüt 225,00 TL, 2008 Ramazan Bayramı ödemesi brüt 200,00 TL, 2008 yılı Giyim Kuşam yardımı ödemesi brüt 600,00 TL ve 2008 yılı yakacak yardımı ödemesi brüt 550,00 TL tutarındaki … prim farkının davalı Belediyeden tahsili ile sigorta sicil kaydına tesciline karar verilmiştir.

IV.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve ihbar olunan Kurum vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İhbar olunan Kurum vekili, yeterli inceleme yapılmadığı yönlerinden Mahkemece verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı … vekili, yeterli inceleme yapılmadığını, zamanaşımının geçtiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının prime esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin 7, 8, 9 uncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin 2 nci fıkrası ve 506 sayılı Kanun’un 77 inci, 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesidir.

3. Değerlendirme
İnceleme konusu dosyada; davacının 01.07.1992-27.10.2011 döneminde davalı iş yerinden bildirimlerinin bulunduğu,davacının toplu iş sözleşmesinden doğrudan yararlandığı, 15.01.2004-14.01.2012 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmelerinin dosya içerisinde bulunduğu, mahkemece kabul edilen dönemlere ilişkin çeşitli ödemeler bordrosunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanağı, sigortalılar ile işverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyecekleri primlerin hesabında sigorta primine esas olan sigortalı kazançlarının nelerden ibaret olduğu ve bunun istisnalarını gösteren (mülga) 506 sayılı Kanun’un 77 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesidir.

Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 4958 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi ile değişik 77 nci maddesi “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:

a) Sigortalıların o ay için hak ettikleri ücretlerin,

b) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,

c) İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.

Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur..” hükmünü içermektedir.

Madde hükmünde belirtilen “ayni yardımlardan” amaç, sosyal veya kişisel bir ihtiyacın karşılanması yolunda yapılan yardım niteliğinde olmasıdır. Yardımın ayni veya parasal olarak yapılmasının bir önemi bulunmamaktadır. Somut biçimde belli edilmiş bir ihtiyaca yönelik yardımlar ayni yardım olarak kabul edilmeli ve prim hesabında dikkate alınmamalıdır. Bu anlamda, sosyal yardım adı altında ödenen “izin harçlığı, bayram harçlığı ve öğrenim yardımı” anılan yasa hükmü kapsamında ayni yardım özelliğinde olması nedeniyle, sigortalının (ücret) gelirine dahil değildir ve prime esas kazanca dahil edilmez. (10. H.D’sinin 2009/5052 E, 2011/4939 K sayılı kararı)

Görüldüğü üzere, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk pozitif hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır. Bu kararda sigortalılara ödenen yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yakacak ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Yine somut bir biçimde belli bir ihtiyaca yönelik, ayni yardım niteliğinde olan giyim yardımı da sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançlardan değildir. (10. H.D’sinin 2014/1398 E, 2014/6794 K sayılı kararı)

İkramiye adı atındaki ödemeler ise; 11.07.1956 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi ile “… belediyeler ve bunlara bağlı teşekküler, 3460 ve 3659 sayılı Kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanunu’nun şümulüne giren veya girmeyen yerlerde çalışmakta olan ve İş Kanunu’nun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır.” hükmü getirilmiş, anılan Kanunun 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında ise “… Bu tediyelerden çeşitli işçi sigortalarının icabettirdiği primler kesilmez ve bu paralar borç için haczedilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Kanun gereğince, maddenin 2 nci fıkrasındaki istisnalara girmemesi koşuluyla hizmet akdi karşılığı elde edilen her türlü gelirden sigorta primi kesilmesi söz konusu olmaktadır.

506 sayılı Kanun’da ücretin tanımı yapılmamıştır. Fakat 506 sayılı Kanun’un 77 nci maddesinin birinci fıkrasının a alt bendinde sözü edilen “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi ücretlerinde girdiği kabul olunmaktadır. Bu ücretlerin sigortalıya fiilen ödenmesi şart olmayıp, onun adına o ay için tahakkuk ettirilmiş olması prime esas kazanca dahil edilmesi için yeterlidir.

Asıl ücretin eki niteliğinde bulunan prim ve ikramiyeler, prime esas kazançlar olarak brüt tutarları üzerinden ödendikleri aylar itibariyle prime esas tutulur. Bunların tahakkuk etmiş olması prime esas tutulmaları için yeterli olmamakta “ödenmiş olması da” aranmaktadır. (m.77/I-b).

İdare veya kaza mercileri tarafından verilen karar uyarınca sigortalılara yapılan ödemeler (a) ve (b) bentlerinde öngörülen ücret türlerinden ayrımsızdır. Fark, bunların yönetim ve yargı mercilerince verilmiş kararlardan kaynaklanmalarıdır.

İşveren ile sigortalı işçi arasında “fazla çalışma ücreti” veya “prim, ikramiye” gibi konularda uyuşmazlık çıkar ve mahkemece, bu işçilik haklarının ödenmesine karar verilir ve sigorta primlerinin ödeneceği ay içinde bu paralar sigortalıya verilirse, bu ödemelerde prim matrahına dahil edilerek, prim hesabında göz önünde tutulur. Bu tür kazançlara salt hak kazanmak, bu kazançların prime esas alınması için yeterli bulunmamaktadır (Mustafa Çemberci, Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, Olgaç Matbaası, 1985 Baskı, s.439)

Öte yandan 01.07.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

a) Prime esas kazançların hesabında;

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.

Mahkemece çeşitli ödemeler bordrolarına göre davanın kabulüne karar verilmiş işe de, verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.

Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek; Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca hak kazanıldığı belirtilen nakdi yardım niteliğindeki yakacak yardımı ve giyim yardımı prime esas kazançtan muaf olup, prime esas kazanca dahil edilmesi yerinde değildir. 6772 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi hükmü uyarınca 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce bu alacaklardan (ilave tediye) prim kesintisi yapılmayacağı dikkate alınmadan 01.10.2008 tarihi öncesi ilave tediye alacağının prime esas kazanca dahil edilmesi isabetli değildir.

Diğer yandan davalı işverenin fark işçilik alacaklarıyla ilgili ek ücret bordrosu tahakkuk ettiği ve ödemede bulunduğu dosya içerisinde bulunan bordrolardan anlaşılmakla; bu bordrolarda ödenen işçilik alacakları için prim kesintisi yapılıp yapılmadığı, kuruma ödenip ödenmediği araştırılmalı, prim kesintisi yapılmamış ise 506 sayılı Kanun’un 77 inci ve 5510 sayılı Kanun’un 80 inci maddesi uyarınca ücret dışındaki ödemelerin son aya mal edilmesi gerektiği gözetilmek suretiyle bu yönde hüküm kurulmalıdır.

Diğer yandan, davanın Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edildiği ve kurumun karar başlığında ihbar olunan olarak gösterildiği görülmektedir. Somut dava prime esas kazançların tespitine ilişkindir. Bu tür davalarda, Sosyal Güvenlik Kurumu yasal hasım konumunda olup, elde edilecek hükmün sigortalılık hakları yönünden uygulayıcısı konumunda olduğu dikkate alındığında; Sosyal Güvenlik Kurumunun davalı olması gerekirken, davanın ihbar edilmesi ve karar başlığında ihbar olunan olarak gösterilmesi yerinde değildir.

Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI.KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1-Temyiz olunan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

20.03.2023 gününde oybirliğiyle karar verildi.