Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/10374 E. 2023/4109 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10374
KARAR NO : 2023/4109
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 20. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki iş kazasından dolayı vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi tazminat ile manevi tazminat istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun talebin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili, davacılardan …’nin eşi, diğer davacıların babası olan …’in, davalı şirkette çalışmakta iken davalı şirket işçisi sürücü belgesiz …’nın kullandığı … plaka sayılı aracın kazası sonucu vefat ettiğini, olayla ilgili olarak Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/149 E sayılı dosyasında ceza davası açıldığını, trafik-iş kazasının meydana gelmesinde davalı şirket ve yetkililerinin tam kusurlu olduğunu, davacılar murisinin en son aylık 1.200,00 TL ve üzeri ücret aldığını, ayrıca manevi yönden de büyük acı ve üzüntü yaşadıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminat ile davacı eş … için 100.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı Hatice için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 190.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan ve ihbar olunan sigorta şirketinden (sigorta şirketinden manevi tazminat hariç olmak üzere) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kazanın oluşumunda davalı şirketin kusuru bulunmadığını, sürücünün tam kusurlu olduğunu, varsa taleplerin sürücüye yöneltilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle davacılara ödeme yapıldığını ve davacıların da davalı şirketi noter kanalıyla ibra ettiklerini, … 2. Noterliğinin 25.10.2010 tarih ve 24990 yevmiye nolu “Feragat ve İbraname” başlıklı belgesiyle davacıların davalı şirketi ve 3. şahısları ibra ettiğini, adı geçen ibraname ile …’e 38.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, …’e 2.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi, …’e 3.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi, …’e 1.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi, …’e 4.000,00 TL manevi, …’e 1.000,00 TL manevi tazminat ödendiğini, Yargıtay içtihatları gereği, manevi tazminatın bir defada istenilmesi gerektiğinden manevi zararını ibraname ile alan davacıların davasının reddi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile o“Davacıların murisi müteveffa… ‘in davalı şirket işçisi olan …’nın kullandığı … plakalı traktörle …-Yozgat yolunda çalışma yerine giderken dava dışı …’nın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yaşanan iş kazasında vefat ettiği, olayda mahkememizce alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı … İnş. %70, sürücü belgesiz olarak traktörü kullanan …’nın % 20, müteveffanın ise %10 oranında kusurlu olduğu, yine dosyada mevcut bilirkişi … tarafından hazırlanan 06.01.2017 tarihli rapordan …, …ve … ‘in karşılanmayan destek zararının bulunmadığı, diğer davacı eşin ise destek zararının yapılan ödeme ile %85,62’sinin karşılandığı, SGK tarafından …’in 28/09/2010 tarihinde vefat etmesi sonucunda mirasçıları …’in 90.094,17 TL, … için 19.666,46 TL, … için 14.651,82 TL, …için ise 24.053,66 TL peşin sermaye değerinin bulunduğu; kaza sonrasında davacılar ile dava dışı … , … ile davalı … İnş. Arasında 25.10.2010 tarih … 2. Noterliğince düzenlenen 24910 yevmiye numaralı feragat ve ibranamenin incelenmesinde; davalı tarafından murisin eşi …’e 38.000,00 TL, …’e 2.000,00 TL, …’in 3.000,00 TL, …’e 1.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere manevi tazminatla birlikte 60.000,00 TL’nin ödendiği, bu ödeme karşılığında davacıların davalı şirkete ibra ettikleri mahkememizce dosya üzerinden alınan Prof. Dr. … tarafından düzenlenen bilirkişi raporundan davalı şirket tarafından davacılara yapılan ödemenin yapıldığı tarihte, davacılara kurumun bağladığı ilk peşin sermaye değeri toplam zarardan düşüldüğünde davalı şirket ödemesi yapılmaksızın davacıların herhangi bir maddi zararının bulunmadığı, davalı tarafın davacılara manevi tazminat da ödediği ve bu konuda davacıların davalıya ibra ettikleri anlaşılmış olmakla…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacılar vekili, davalı işverence maddi ve manevi tazminat olarak toplamda 60.000,00 TL ödendiğini, bu rakamın cüzi bir rakam olduğunu, ivazlar arasında açık bir oransızlık bulunduğunu, itiraza konu bilirkişi raporunda davacı dul eşin evlenme olasılığının %27 olarak bulunduğunu, oysa ki hesap tarihinin baz alınması gerektiğini, hesap tarihinde davacı dul eşin 37 yaşında olduğunu, evlenme ihtimalinin %9 olduğunu, hesap tarihi itibariyle 18 yaşından küçük bir çocuğu olması ve 18 yaşından küçük her çocuk için %5 indirim yapılması gerektiği gözetildiğinde davacının %4 evlenme ihtimali üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bu hususlar dikkate alınmadan düzenlenen raporu kabul etmediklerini, rapor ekindeki rapor tarihi itibariyle destek hesap tablosu kısmında yalnızca davacı eş için hesaplama yapıldığını, ancak davacı çocuklar için işlemiş dönem hesabı yapılmadığını, yine raporda SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri toplamının sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarla sınırlı olmak üzere rücu edilebileceği belirtilerek %90 olarak belirtilmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira olayda 3. kişi olan işverenin diğer işçisi …’nın %20 kusurlu olduğunun kusur bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda göz ardı edildiğini, sanki %90 oranında işverenden rücu edilecekmiş gibi tenzile tabi tutulduğunu, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle ödenen manevi tazminat miktarlarının fahiş düşük olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 25.10.2010 tarihli Feragat ve İbraname ile; davacı eşin maddi tazminat alacağının bir bölümünün karşılandığı, yapılan ödemenin avans niteliğinde olduğu, yapılan kısmi sulhe ilişkin feragat ve ibraname doğrultusunda yapılan ödemeye göre maddi tazminatın ödenmeyen kısmı yönünden davacı eşin alacak hakkının devam ettiği değerlendirilerek, davacı lehine Bilirkişi Raporu ile tespit edilen 33.504,33 TL üzerinden taleple bağlı kalınarak maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, aksi yöndeki değerlendirme ile davanın tümden reddi hatalı bulunmuş olup, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak,
Davanın kısmen kabulü ile 33.504,33 TL maddi tazminatın, taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL’sinin olay tarihi olan 23.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı eş …’e verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacılara kaza nedeniyle ödeme yapıldığı ve davacıların müvekkil şirketi noter kanalıyla ibra ettiklerini, yapılan ödemeler ile davacıların ödeme tarihi itibariyle alacak hesaplandığında açık oransızlık olmadığının hesap raporları ile de ortaya konulduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin dayanak kıldığı hesap raporu tarihi itibariyle hesap yapıldığı için bakiye miktarın çıktığını oysa ödeme tarihi itibariyle bu hesabın yapılması gerektiğinden bahisle kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır.
3.Dosya içeriğine göre davacı eş Sakine için talep edebileceği maddi tazminat tutarının 33.504,33 TL olduğu ve taleple bağlı kalınarak 1.000 TL olarak hükmedilen maddi tazminat tutarı, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630 TL’nin altında kalmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin, temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.