Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/10189 E. 2022/1228 K. 27.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10189
KARAR NO : 2022/1228
KARAR TARİHİ : 27.01.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Asıl ve birleşen dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum ve davalılardan … vekili ve … iflas idare memuru tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması için, davalı kooperatifin sıfatı, işyeri kaydının kimin adına tescil edildiği, kooperatifin kendi adına işçi çalıştırıp çalıştırmadığı, kazalı adına işe giriş bildirgesinin kim tarafından düzenlendiği, kurum tarafından resen düzenlenip düzenlenmediği, davalı …’in işyeri kaydı veya vergi kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve böylece taraflar arasındaki ilişki değerlendirilerek olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınmalıdır. Bunun yanında hükme esas alınan hesap raporunda kazalının davalı babasına ait kusurun işçinin ortak kusuru olarak kabul edilmesi ve indirim yapılması isabetsiz olup, yasal dayanağı yoktur. Ayrıca, davacı vekilinin 506 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca talebi olduğu gözetilerek anılan kanunun 10. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı kurum, davalı … vekilleri ve davalı Kooperatif iflas idare memurunun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, 27.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.