Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/9878 E. 2021/8907 K. 23.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9878
KARAR NO : 2021/8907
KARAR TARİHİ : 23.06.2021

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Mahkemesi : … 41. İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğünde 07.06.1996 tarihinde geçici işçi pozisyonunda işe başladığını, 21,01.2003 tarihinde Başbakanlık Bilgi İşlem Daire başkanlığına geçtiğini, Halen Başbakanlık Bilgi İşlem Daire başkanlığında görevine devam ettiğini, müvekkilinin bu çalışması esnasında işveren tarafından sigortalı yapıldığını ve sigorta primlerinin ödendiğini bildiğini, Ancak SGK kurumuna müracaat ettiğinde Kültür Bakanlığı nezdinde 07.06.1996 tarihinde başladığı çalışmasının 10 ay sonra 01.04.1997 tarihinde kuruma bildirildiğini fark ettiği,
Açıklanan nedenlerle müvekkilinin davalı … Bakanlığında 07.06.1996-01.04.1997 tarihleri arasında çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 07.06.1996 tarihi olarak tespitine ve bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II-CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı …’ın 01.04.1997 tarihinden 06.02.2003 tarihine kadar geçici işçi statüsünde görev yapmış olup 06.02.2003 tarihinde istifa ettiğini,
Bildirimsiz geçen çalışmaların tespitine ilişkin dava koşulları, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunumun 79/10. Maddesinde tanımlandığını, Belirtilen yasal düzenleme gereğince davacının 07.06.1996-01.04.1997 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti isteminin, hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini,
Davacının çalıştığı birimin resmi bir kuruluş olması nedeniyle çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asildir. Bu nedenle yazılı belgelere itibar edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerden dolayı, usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; davacının hizmet dökümünde 02.0149137.06 iş yerinden (1997 yılı 270 gün, 1998 yılı 343 gün, 1999 yılı 359 gün, 2000 yılı 359 gün, 2001 yılı 359 gün, 2002 yılı 357 gün, 2003 yılı 21 gün) sigortalı bildirimi yapıldığı, dava dilekçesinde belirtilen günlerde ise sigortalı bildiriminin bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı olarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece “Davanın kısmen kabulü ile;
1-Davacı … (Özdemir) Uludağ’ın davalı … Bakanlığının Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü işyerinde bir hizmet akdine bağlı olarak 07.06.1996-30.10.1996 tarihleri arasında 144 gün, 1997 yılı Ocak ayında 30 gün, 1997 yılı Mart ayında 30 gün olmak üzere toplam 204 gün 506 sayılı kanunun 79. maddesinin 8. Fıkrası kapsamında çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalılar vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/ 1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı … emyiz dilekçesinde Özetle; Davanın hususetten reddinin gerektiğini, davacının çalışmasında idarece yapılan işlemlerin yasal mevzuaata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kurum kayıtlarının esas alınması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece; dosyaya sunulan ücret bordroları, puantaj kayıtları, maaş ödemeleri, tanık anlatımları birlikte değerlendirilerek davacının, davalı … Bakanlığında 07/06/1996-30/10/1996 tarihleri arasında 144 gün çalıştığı, 1997 yılı ocak ayında 30 gün, 1997 yılı Mart ayında 30 gün olmak üzere toplam 204 gün çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemenin de gerekçesinde belirttiği üzere, dosyaya sunulan 1996 yılı Temmuz, 1997 yılı Ocak, Mart aylarına ait ücret bordrolarının tetkikinde ücretlerden Gelir Vergisi ve Damga Vergisi kesintisi yapıldığı ancak sigorta primi kesilmediği anlaşılmakla, talep edilen süreler yönünden yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ücret bordrolarında sigorta priminin kesilmediği de gözetilerek hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılıp sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye …’in muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, … ve …’ün oyları ve oy çokluğuyla, 23/06/2021 gününde karar verildi.

(M)

KARŞI OY

Davacı davalı işyerinde 7.06.1996 tarihinde işe başladığını ancak çalışmalarının kuruma 1.4.1997 yılında bildirildiğini belirterek 7.6.1996 – 1.4.1997 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini ve sigorta başlangıç tarihinin 7/6/1996 tarihi olarak tespitini talep etmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin katılmadığımız çoğunluk görüşünce hak düşürücü süre yönünden mahkemece değerlendirme yapılmadığından bahisle bozulmuş ise de,
Tüm dosya kapsamı yerel mahkeme ve istinaf gerekçesi çalışılan kurumun kamu kurumu olması ve Hukuk Genel Kurulunun 2014/10-2174 Esas – 2017/307 sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 2015/10-3515 esas- 2019/481 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği gibi kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmalarda kesintisiz devam etmiş olduğundan, hak düşürücü süre söz konusu değildir. Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün onanması gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.