YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/965
KARAR NO : 2020/7761
KARAR TARİHİ : 28.12.2020
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : … 39. İş Mahkemesi
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 20/11/1991 tarih ve 8314 sayılı sağlık kurulu raporu ile davacının çalışma gücünün en az 2/3 ünü yitirdiğinin tespit edildiğini, davalı Kurumun bu nedenle davacıya 01/03/1992 tarihinde maluliyet aylığı bağladığını, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan 17/05/1995 tarihli sağlık kurulu raporu sonrasında Kurumca, davacının aylığının 01/03/1992 tarihinden itibaren iptal edildiğini, Kurumca açılan rücu davasında ve davacı aleyhine açılan ceza davasında davacının maluliyet oranının 2/3 olduğu anlaşılmasına rağmen Kurumca davacının aylığının tekrar bağlanmadığını belirterek; davacının maluliyet aylığının bağlanmasına, 21/08/1995 tarihinden itibaren alacaklı olduğu maluliyet aylıklarının miktarının tespitine, tespit edilecek alacak miktarlarına mahsuben şimdilik 10.000,00 ₺’nin davalıdan tahsiline, her ayın bir dönem olarak kabul edilerek dönem tahakkuk tarihlerinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 28/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; 21/08/1995 tarihinden itibaren davacının alacaklı olduğu maluliyet aylıklarına mahsuben şimdilik 63.103,32 ₺ anapara ve 68.636,62 ₺ faiz olmak üzere toplam 131.739.94 ₺’nin davalıdan tahsiline, temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı yargılama aşamasında vefat ettiğinden mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 01/03/1992 tarihinde bağlanan maluliyet aylığının, 506 sayılı Yasanın 57. maddesi uyarınca yapılan kontrol muayenesi sonucunda alınan sağlık kurulu raporu nedeniyle iptal edildiğini, davacının dilekçesinde bahsettiği rücu davasının maluliyet tespitine ilişkin olmadığını, bu nedenle davacıya aylık bağlanmasının mümkün olmadığını, Kurum işleminin doğru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının faiz alacağı talebi konusunda usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından faiz alacağı konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacının maluliyet aylığı alacağı talebinin kabulü ile, 63.103,32 ₺ maluliyet aylığı alacağının davalıdan alınarak yasal hisseleri oranında davacı mirasçılarına verilmesine, bu alacağın kurum işlemi ile kesilen aylıklarının kesildiği tarihten itibaren ay be ay işleyecek yasal faiziyle davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.3 maddesi gereğince kabulüne, … 39. İş Mahkemesinin 2016/505 E., 2017/886 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın ıslah doğrultusunda kısmen kabulüne, davacılar murisinin kesilen malullük aylığının kesildiği tarih itibariyle bağlanması gerektiğinin, 17/08/1995 – 17/12/2011 tarihleri arasında ödenmesi gereken 63.094,29 ₺ aylıklar toplamı ile her bir aylığa hak ediş tarihinden 03/06/2011 dava tarihine kadar işlemiş 39.926,16 ₺ yasal faiz toplamının davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, Kurum işleminin doğru olduğu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, davacı lar vekili ise faiz miktarının yanlış tespit edildiği yönünden kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu dosyada; … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 20/11/1991 tarih ve 8314 sayılı sağlık kurulu raporu ile davacının çalışma gücünün en az 2/3 ünü yitirdiği tespit edildiğinden davacıya 01/03/1992 tarihinde maluliyet aylığı bağladığı, 20.11.1991 tarihli raporun sahteliğinden kuşkulanılması üzerine davacının kontrol muayenesine tabi tutulduğu ve … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan 17/05/1995 tarihli sağlık kurulu raporunda çalışma gücünün en az 2/3 nü kaybetmediği tespit edildiği, bunun üzerine aylığının bağlandığı tarih olan 01.03.1992 tarihi itibariyle durdurulduğu ancak davacıya 21.08.1995 tarihine kadar aylıklarının ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacının 03.03.2011 tarihli tahsis talep dilekçesine istinaden maluliyet aylığı 01.01.2012 tarihinde yeniden bağlanmış olup,dosyada alınan ATK 3. İhtisas kurulu ve ATK Genel Kurulu raporlarıyla davacının beden çalışma gücünün en az 2/3 nü kaybettiği ve maluliyet başlangıç tarihinin 05.02.1990 olduğu tespit edilmiştir.
Davacı 21/08/1995 tarihinden itibaren alacaklı olduğu maluliyet aylıklarının miktarının tespitini ve 21.08.1995 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 27.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 63.103.32 TL ana para, 68.636.02 TL faiz alacağına hükmedilmesini talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince Kurumdan ödenmesi gereken aylıklar ve faiz miktarı sorulmak suretiyle, 17/08/1995 – 17/12/2011 tarihleri arasında ödenmesi gereken 63.094,29 ₺ aylıklar toplamı ile her bir aylığa hak ediş tarihinden 03/06/2011 dava tarihine kadar işlemiş 39.926,16 ₺ yasal faiz toplamının davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyada toplanan delillere göre, davalı Kurumun tüm davacıların sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut dosyada; Kurum tarafından ilk derece mahkemesine gönderilen faiz miktarı ile Bölge Adliye Mahkemesine gönderilen faiz miktarları farklı olup, Bölge Adliye Mahkemesince faiz dönem ve oranlarına göre denetime elverişli rapor alınmadan ve çelişki giderilmeksizin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 28.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.