Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/9202 E. 2020/6519 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/9202
KARAR NO : 2020/6519
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan … avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin geri çevirme kararında “İhya edildikten sonra tasfiye halinde olan davalı şirketin tasfiye memurlarına yapılması gerekmesine rağmen Teb.K.35.md.’ye göre şirkete yapılan tebligatlar ile davalılardan …’a 21/1’e göre yapılan gerekçeli karar tebligatları usulsüz olduğu anlaşıldığından; Dairemizin bozma kararı, gerekçeli karar ve kurumun temyiz dilekçesinin, davalı şirketin tasfiye memurlarına usulüne uygun bir şekilde tebliği, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin de davalılardan …’a yöntemince usulüne uygun olarak tebliğ edildikten sonra, temyiz süreleriyle temyize karşı cevap süreleri geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedürün işletilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE” karar verilmişse de geri çevirme kararının gereği yerine getirilmemiştir.
1- İhya edilen şirkete tasfiye memuru atanmadığı için Teb.K.35.md.’ye göre tebligat yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesine göre “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
Bu nedenle yeniden ihya ve tescil edilen şirkete tasfiye memuru atanması kanunun emredici hükmü gereğidir. Dolayısıyla tasfiye memuru yerine şirkete Teb.K.35.md.’ye göre yapılan tebligat usulsüzdür.
2- Davalı …’a ise yeniden gönderilen tebligatın “isim ve imzadan imtina eden D.6’ya soruldu çarşıda olduğunu beyan etti” şerhiyle Teb.K.21/1’e göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 29. maddesine göre “(1) 21, 22, 23, 25, 26 ve 27 nci maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. (2) Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır.”
Yönetmelik hükmüne göre muhatabın adreste bulunmama sebebini bildiren kişi her ne kadar imzadan imtina edebilirse de isim vermekten imtina edemez. Bu nedenle isim ve imzadan imtina eden 6 numaralı dairede oturan komşusunun beyanıyla muhtara teslim edilen tebligat usule aykırıdır.
Bu nedenlerle, dairemizin bozma kararı, gerekçeli karar ve kurumun temyiz dilekçesinin, davalı şirketin tasfiye memurlarına usulüne uygun bir şekilde tebliği, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin de davalılardan …’a yöntemince usulüne uygun olarak tebliğ edildikten sonra, temyiz süreleriyle temyize karşı cevap süreleri geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedürün işletilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.