YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8768
KARAR NO : 2021/8232
KARAR TARİHİ : 14.06.2021
Bakırköy 19. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde müşteri temsilcisi olarak 15.04.2014 – 15.11.2016 tarihleri arası çalıştığını, çalışmalarının … kayıtlarında gözükmediğini, 21.12.2016 tarihli dilekçe ile son aylık ücretinin 3.000,00 Euro olduğunu, numune departmanları sorumlusu olduğunu belirterek, 15.04.2014-15.11.2016 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, dosyaya sunulan e-posta içeriklerinin denetime muhtaç olduğunu, delil niteliği taşımadığını, davacının davalının işçisi olmadığını, taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili; öncelikle 6552 sayılı Yasanın 64. maddesi gereği feri müdahil olarak kabul edilmesi, kurum kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre yönünden reddi gerektiği yalnızca tanık beyanıyla hüküm verilmemesini, tanık beyanı dışında resmi, yazılı ve sağlıklı deliller ile iddianın ve fiili çalışmanın ispatı gerektiğini, dinlenecek tanıkların çalıştığı iddia edilen işyerindeki işi bilen, dönem bordrolarında ismi geçen kişiler olması gerektiğini, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, kuruma kendisinin de başvuru hakkının olduğu beyanla haksız ve hukuka aylan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının davasının kabulü ile, davacının 1294779 sicil numaralı davalı işyerinde;
21/04/2014 – 31/12/2014 tarihleri arasında 250 gün günlük 195,73 TL net,
01/01/2015 – 31/12/2015 tarihleri arasında 360 gün günlük 197,73 TL net,
01/01/2016 – 23/04/2016 tarihleri arasında 115 gün günlük 210,73 TL net,
26/04/2016 – 15/11/2016 tarihleri arasında 200 gün günlük 319,70 TL net ücretle hizmet akdine dayalı olarak sigortasız çalıştığının tespitine, karar verildi.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı şirket ile feri müdahil Kurum’un istinaf başvurularının reddine, karar verildi.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı şirket vekili, hizmet tespiti davasının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğunu, çalışma olgusunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispat edilemediğini, yeterli delil bulunmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini, yeterli sayıda bordro tanığı dinlenilmediğini, çelişkili tanık beyanları ile davacının hizmetinin tespit edilmesinin içtihatlara aykırı olduğunu ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı tespit ve değerlendirmeler içerdiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Feri Müdahil Kurum vekili, davanın sırf tanık beyanlarına dayandırıldığını, dinlenilen tanıkların işyerinde bordrolu çalışan şef, ustabaşı, müdür gibi vasıflı personellerden olmadığını, alınan beyanların işçi, işveren ve yapılan iş ile ilgili resmi kayıt ve belgelerle karşılaştırmalı olarak incelenmediğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinin 1. fıkrasında, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı belirtilmiş, anılan maddenin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki dava, davacının talebi; davalıya ait işyerinden adına hiç bildirim bulunmayan 15.04.2014-15.11.2016 tarihleri arasında, hizmet akdine dayalı çalışmalarının tespiti ile son aylık ücretin 3000 Euro olduğunun tespiti istemine yönelik olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine rağmen hizmet tespiti yönünden yazılı biçimde kısmi tespite hükmedilmesi, hükmü kendi içinde çelişkili kıldığından, mevcut biçimde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
O halde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi