YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8637
KARAR NO : 2021/8252
KARAR TARİHİ : 15.06.2021
Çardak Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili ve fer’i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 01.02.2011-01.12.2012 tarihleri arasında davalıya ait çiftlik işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı asil cevap dilekçesi vermemiş, duruşmadaki beyanında ise, davacının yanlarında hiç çalışmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Fer’i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı adına davalı işverenlikten Kuruma verilen işe giriş bildirgesi bulunmadığını, bildirimi yapılan hizmetin de olmadığını, talep edilen dönem içerisinde davacının dava dışı işyerinden sigortalı çalışmalarının bildirildiğini, bu itibarla davalı işveren yanında sürekli ve kesintisiz çalışmanın söz konusu olamayacağını, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğunu, çalışma olgusunun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İleri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, dosyadaki yazılara, hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, delillerin tam olarak toplanmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın temyizen bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; davacı 01.02.2011-01.12.2012 tarihleri arasında davalıya ait çiftlik işyerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, 05.12.1991 doğumlu davacının hizmet döküm cetvelinde, 01.12.2010-27.02.2011 tarihleri arasında 1229502 sicil numaralı … unvanlı işyerinden bildirimin olduğu, davalıya ait işyerinden bildirimin bulunmadığı, … Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün yazısına göre, davalı … adına kayıtlı hayvan işletmesi bulunmadığı, … Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünün yazısına göre, davalı …’ın mükellefiyet kaydına rastlanılmadığı, 25.06.2016 tarihli kolluk tutanağında komşu işyeri tanığı tespit edilemediğinin bildirildiği, davacı ve kamu tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut dosyada, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının, davacının eşi ile birlikte davalıya ait çiftlik işyerinde çalıştıklarını beyan ettikleri nazara alındığında, davacının hangi sürelerde çalıştığı, çalışmasının kısmi mi tam zamanlı mı olduğu hususları irdelenmeli, bu itibarla komşu ev-işyeri sahipleri Belediye ve Nüfus Müdürlüğünden sorulup tespit edilerek ifadelerine başvurulmalı, komşu işyeri tanığının bulunmaması halinde ise bu yöndeki kamu tanıkları tespit edilerek dinlenilmeli, giderek çiftlik işyerinde kaç adet hayvan olduğu zabıta marifeti ile belirlenmeli ve talep edilen dönemde davacının dava dışı işyerinden yapılan bildirimi de göz önünde bulundurulmak suretiyle çalışmanın varlığı ve süresi tereddütsüz bir şekilde ortaya konulduktan sonra elde edilecek deliller değerlendirilerek oluşacak sonuç dairesinde karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.