Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/8207 E. 2021/6270 K. 17.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/8207
KARAR NO : 2021/6270
KARAR TARİHİ : 17.05.2021

Bölge Adliye
Mahkemesi : …. Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum, davalı A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum, davalı A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,…. Elektrik Dağıtım A.Ş. adına işlem gören işyeri sigortalılarından iken 28/09/2014 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu vefat eden…. sigorta sicil …. T.C. Kimlik Numaralı …’ın hak sahiplerine bağlanan gelir ve tedavi masrafaları nedeniyle uğranılan kurum zararının; sonradan kusurlu çıkacaklara karşı teselsül hükümlerine göre talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 88.412,68 TL’sinin gelirlerin onay masrafların ise sarf tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket çalışanı … tarafından 28/09/2014 tarihinde enerji nakil hattına düşen halıyı kaldırılmak için müdahale edildiğini, sigortalının kendi ihmali davaranışları nedeni ile akıma kapılarak vefat ettiğini, müvekkili şirketin hiçbir kusuru ve sorumluluğunun olmadığını, müteveffanın ağır ihmali ve kusurunın olayla ilgili olarak şirket açısından illiyet bağını da kestiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile, kurum zararı olan peşin sermaye değerli gelir 293.856,33 TL ile tedavi gideri 79,46 TL olmak üzere toplam 293.935,79 TL nin, gelirlerin onay, masrafların ise sarf ve tediye tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….’den alınarak davacı kuruma verilmesine, dair karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvuran taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Taraf vekilleri, dosya kapsamında müvekkillerine atfedilen kusur oranlarının fazla olduğunu belirterek, kararı temyiz etmişlerdir .
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı Kurum, 28.09.2014 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle kazalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan tedavi masraflarından oluşan kurum zararının tahsilini talep etmiş olup; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanununun 21. ve 76 . maddeleridir.
5510 sayılı Kanun’un “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile işveren davalının, Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.Öte yandan , 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin ilk fıkrasında, iş kazası, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiş olmakla, işverenin rücu alacağından sorumluluğu belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerekmektedir.

Mahkemece, hükme esas alınan kusur belirlemesine ilişkin bilirkişi raporunda , davalıya iş kazasının meydana gelmesinde %60 oranında kusur atfedildiği , kazalıya ise %40 oranında kusur verildiği anlaşılmakla , iş bu oranın oluşa uygun olduğu, ayrıca dosya kapsamında alınan hesap raporuna göre tavan zarar hesabının isabetli olduğu anlaşılmakla, buna karşın bağlanan gelir ve yapılan masraflara kusur oranı uygulanmak suretiyle bulunacak miktarların hüküm altına alınması gerekirken ödenen gelirlerin tamamının hüküm altına alınması isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, kabul edilen kusur oranına göre gelir ve yapılan masraflarından davalının sorumluluğunu belirleyerek, varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum, davalı A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı Şirket’e iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.