Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/7660 E. 2021/7690 K. 07.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7660
KARAR NO : 2021/7690
KARAR TARİHİ : 07.06.2021

Mahkemesi : Ankara 25. İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- DAVACININ İSTEMİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.11.1989 – 01.11.2013 tarihleri arasındaki kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin ve sigorta başlangıç tarihinin 06.11.1989 olduğunun tespitini talep etmiştir.
2- CEVAP
Davalı vekili, davacının çalıştığı süre boyunca bildirimlerinin yapılarak primlerinin eksiksiz ödendiği, hak düşürücü sürenin geçtiği, fer’i müdahil Kurum vekili davanın reddi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddini talep etmişlerdir.
3- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabul kısmen reddine, … TC kimlik nolu … ait … sicil sayılı işyerinde 06/11/1989-01/02/2012 tarihleri arasında Sgkya bildirilen çalışma süreleri dışında 1989 yılında 54 gün, 1990 yılında 360 gün, 1991 yılında 360 gün, 1992 yılında 180 gün 1993 yılında 240 gün 1994 yılında 180 gün, 1995 yılında 165 gün, 1996 yılında 180 gün, 1997 yılında 176 gün olmak üzere toplam 1905 gün süreyle hizmet akdine tabii olarak çalıştığının tespitine, diğer taleplerin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacının 16/4/1992- 01.02.2012 tarihleri arasında davacının kısmi bildiriminin bulunduğu, 1982 tarihli işyeri bildirgesinde işyeri ünvanının … Terzihanesi olup, işverenin davalı … olduğu, bordrolarda işveren olarak …’ın belirtildiği, … adına … sicil sayılı iş yerinin 01/05/1982 tarihinde yasa kapsamına alındığı ve 17/05/2012 tarihinde yasa kapsamından çıkartıldığı, her ne kadar bir kısım evrakı işveren adına … imzalamışsa da, anılan şahsın işveren vekili olduğu davanın gerçek işverene yöneltildiğinin Kurum kayıtları ve bordro tanığı … ve komşu işyeri tanığı …’ın beyanlarından anlaşıldığı, kabule konu dönemde fiili çalışma ilişkisinin tanık beyanlarıyla ispatlandığı mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle;
“Davalı ve fer’i Müdahil Kurum vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Fer’i müdahil Kurum vekili; tanık beyanlarının çelişkili ve yetersiz olduğu, kuruma işe giriş bildirgesi verenin … olmasına rağmen davanın …’a karşı açıldığı ve hak düşrücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiş,
Davalı vekili; davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, gerçek işverenin Zekeriya Turhan olup bilirkişinin de bu yönde rapor verdiği, tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve taleplerin zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiş, ancak davalının karardan sonra vefatı üzerine murisleri tarafından temyiz aşamasında temyiz isteğinden feragat edilmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1- Davalının murislerinin vaki feragat talepleri gözetilerek, davalının temyiz isteğinin feragat nedeniyle reddine,
2- Husumet konusu, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtayca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Akın Turhan adına tescilli 111360 sicil sayılı işyerinin 01.05.1982 tarihinden itibaren kanun kapsamına alındığı, davacının bildirimlerinin bu işyerinden yapıldığı sabittir. Ancak davacı adına verilen 16.04.1992 tarihli işe giriş bildirgesinde işveren olarak …, 01.02.2012 tarihli işe bildirgesinde ise …’ın isminin geçtiği, davalı …’ın ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, … Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre mükellefiyet kaydının da olmadığı, Kurumun 25.04.1994 ve 08.11.1994 tarihli denetim raporlarında işverenin … olduğunun yazılı olduğunun anlaşılması karşısında; mahkemenin …’ı işveren, …’ı da işveren vekili olarak kabulü eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Mahkemece öncelikle, … ve …’ın işveren/işveren vekilliği araştırılmalıdır. Bu itibarla …’ın Vergi Dairesi, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Meslek Odası ve Kurumdan mükellefiyet ve sicil kayıtları sorulmalı, işyerinin vergi dairesinde kim adına hangi tarihler arasında kayıtlı olduğu tespit edilmeli, işin yürütülmesi hususunda birbirlerine vermiş olduğu vekaletnameler varsa dosya arasına alınmalı, işyeri devri olup olmadığı araştırılmalı, işyeri devri varsa davaya usulünce katılımı sağlanıp göstereceği deliller de değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, fer’i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurularının esastan reddine dair karar, sair hususlar incelenmeksizin kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi