Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/7309 E. 2021/8750 K. 22.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7309
KARAR NO : 2021/8750
KARAR TARİHİ : 22.06.2021

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak (Kapatılan 21.HD) ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde davacılar … Hak sahipleri vekili ile davalılardan … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmesi ve de davalı … vekili tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.05.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı … adına gelen olmadı. Birleşen dava davacıları adına Av. … geldi. Asıl dava davacıları ve diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamından, aynı kaza olayında iki işçinin vefat ettiği, eldeki dosyada bir asıl, üç tane de birleşen dava dosyası bulunduğu, bunlardan iki dosyanın bir işçinin hak sahiplerinin dosyası, kalan 2 dosya ise diğer işçinin hak sahiplerinin dosyaları olduğu, müteveffa işçi …’nın hak sahipleri olan eş ve çocukların asıl dava dosyası ve birleşen 2013/570 E sayılı dava dosyasını açarak, eş … için 92.708,34 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, çocuk … için 16.075,03 TL maddi, 15.000,00 TLL manevi, çocuk … için 10.910,26 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, çocuk … için 6.354,03 maddi, 15.000,00 TL manevi, çocuk … için 6.676,58 maddi, 7.500,00 TL manevi, çocuk … için 1.589,46 maddi, 7.500,00 TL manevi tazminat talep ettikleri, vefat eden işçi …’in hak sahipleri olan eş ve çocukların 2011 yılında birleşen 2011/637 Esas, 2013 yılında ise birleşen 2013/569 E sayılı dava dosyalarını açarak eş … için 97.068,25 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, çocuk … için 14.368,37 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, çocuk … için 19.757,57 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, çocuk … için 21.897,70 maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat talep ettikleri, ilk derece mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ilk kararında, davalılar … ve … hakkında kusurları bulunmadığından bahisle davanın reddine, diğer davalı … hakkında vefat eden işçi …’nın hak sahipleri yönünden eş Dönenin maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, çocuk … lehine 11.099,69 TL maddi, çocuk … lehine 10.810,26 TL maddi, çocuk … 3.662,91 TL maddi, çocuk … lehine 1.409,61 TL maddi tazminat ödenmesine, çocuk …’nın maddi tazminat isteminin maddi redine, davacı çocuklar …, …, …, … ve …’nın manevi tazminat istemlerinin kabulüne, vefat eden işçi …’in hak sahipleri yönünden eş …’nin maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, çocuk …’nin maddi tazminat isteminin kabulüne, çocuk … lehine 18.757,57 TL maddi, çocuk … lehine 20.897,70 TL maddi tazminat ile çocuklar …, … ve … lehine 15.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, mahkemenin bu ilk kararına karşı yalnızca vefat eden işçi …’in hak sahipleri olan davacılar …, …, … ve … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2017/3513 Esas, 2017/2902 karar sayılı karasrı ile başvurunun esastan reddine karar verdiği, bu bölge adliye mahkemesi kararına karşı yine yalnızca vefat eden işçi …’in hak sahipleri olan davacılar …, …, … ve … tarafından temyiz kanun yoluna başvurulduğu, Yargıtay(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 19.02.2019 tarih ve 2018/1975 Esas, 2019/1150 Karar sayılı kararı ile temyiz edenin sıfatına, temyizin kapsam ve nedenlerine göre davacılar … mirasçılarının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, somut olayda davacı … mirasçıları yönünden davalı …’ın ve davalı … İdaresinin tazminat tutarlarından sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiğinden bahisle bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesince bozmaya uyulduğu, tazminat miktarları değiştirilmeden bozmaya uygun şekilde yalnızca davacılar … mirasçıları …, …, … ve … yönünden hükmün tüm davalılar sorumlu tutulacak şekilde yeniden kurulduğu, diğer bir deyişle müteveffa … mirasçılarının hüküm altına alınan tazminatlarından bozulan ilk karardaki gibi yalnızca davalı …’nın sorumlu tutulduğu, davalılar … ve … hakkında açılan davanın davacılar …, …, …, …, … ve … yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacılar … hak sahipleri adına asıl ve birleşen 2013/570 E sayılı dava açılırken ibraz edilmiş vekaletnamelerin davacı eş …, davacı çocuklar … ve … yönünden asaleten, davacı çocuklar …, … ve … yönünden ise velayeten eş … tarafından verildiği, davacı çocuklar …, … ve …’ın yargılama devam ederken ilk derece mahkemesinin bozulan ilk kararından önce 18 yaşlarını doldurdukları, bunlar adına sonradan asaleten verilmiş bir vekaletname ibraz edilmediği gibi davacı asillerin duruşmaya katılıp vekalet ilişkisine rıza da göstermedikleri, ilk derece mahkemesinin bozulan ilk kararının müteveffa … hak sahipleri davacılar …, …, …, …, … ve … adına bu vekile tebliğ edildiği, vekil tarafından adı geçen davacılar adına istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bölge adliye mahkemesi karar ilamının da yine bu vekile tebliğ edildiği, vekilin temyiz kanun yoluna da başvurmadığı, bozmadan sonra ilk derece mahkemesince verilen temyiz incelemesine konu son kararın da aynı vekile tebliğ edildiği vekilin temyiz yoluna başvurmadığı ancak karardan yaklaşık bir buçuk yıl sonra 18.11.2020 e-imza tarihli dilekçesi ile kendilerine ilk derece mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ilk kararı tebliğ edilirken tebliğ saatinde orada bulunmama nedeni mazbataya şerh verilmediği için tebliğin usulsüz olduğu, ilk derece mahkemesinin ilk kararına karşı istinaf yoluna başvurduklarını ileri sürdüğü dosya kapsamından anlaşılan diğer hususlardır.
Somut olayda, müteveffa … hak sahiplerinden davacılar …, … ve …’in anneleri … tarafından verilen vekaletnameye istinaden ilk derece yargılamasında temsil olundukları, ne var ki davacılar …, … ve …’in ilk derece mahkemesinin ilk karar tarihi olan 07.06.2017 tarihinden önce 18 yaşlarını ikmal etmelerine rağmen kendilerine bizzat duruşma günü tebliğ edilmediği gibi gerekçeli kararın da yukarıda açıklanan ve velayeten düzenlenen vekaletnameye istinaden ortak vekile tebliğ olunduğu, dolayısıyla adı geçen davacı çocuklar yönünden taraf teşkili sağlanıp iddia ve delilleri tespit edilip toplanmaksızın ve karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna başvuru imkanını sağlayacak şekilde karar kılınmaksızın yargılama yapılması yerinde görülmemiştir. Bu çerçevede adı geçen davacılar …, … ve … yönünden ilk derece mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ilk kararının istinaf yoluna başvurulmadığı gerekçesi ile şekli anlamda kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden açıklanan kapsamda yargılama yapılıp hüküm tesisi gereklidir. Ne var ki … mirasçıları olan davacılar yönünden asıl ve birleşen 2013/570 E sayılı davaların istinaf ve temyiz yoluna başvurulmaksızın bir seyir izlediği, birleştirilerek görülen … mirasçılarına ilişkin davaların ise adı geçen bu davacıların istinaf ve temyiz başvuruları nedeniyle bu kanun yolu aşamalarından geçtiği gözetildiğinde kanun yolu denetimi bakımından bir yetki gasbı ve uyuşmazlığına meydan vermemek amacıyla … mirasçıları tarafından açılan birleşen davaların HMK’nın 167. maddesi gereğince tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilip yargılamanın buna göre sürdürülmesi gerekmektedir.
Mahkemece yapılacak iş … mirasçıları …, …, … ve … tarafından açılan birleşen 2011/637 Esas ve birleşen 2013/569 E sayılı dava dosyalarını tefrik edip ayrı bir esasa kaydettikten sonra yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda yargılama yaparak ve davalı …’in 04/01/2018 tarihinde vefat etmiş olduğunu göz önünde bulundurup oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, birleşen dava davacıları avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan … ve …’a yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi