YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7242
KARAR NO : 2021/7855
KARAR TARİHİ : 08.06.2021
Mahkemesi : Ankara 3. İş Mahkemesi
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf avukatlarınca istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince bir kısım davacılar ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı …’nın başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın temyizen incelenmesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde; Bölge Adliye Mahkemesince bir kısım davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı … ile davalının başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. Sinem Yazgan ile davacılar adına Av. … geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava ve ıslah dilekçeleri ile eş için 134.779,92 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, anne ve baba için 20.000,00’er TL manevi, kardeşler için 10.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesini, 500,00 TL cenaze giderinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince eşin maddi tazminat isteminin kabulüne, 363,00 TL cenaze gideri ile eş lehine 20.000,00 TL manevi, anne ve baba lehine 10.000,00’er TL manevi, kardeşler lehine 5.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 16/01/2018 tarihli ilk kararda davalı tarafın süresinde gerekçeli istinaf dilekçesi vermediğinden bahisle yalnızca kamu düzenine aykırılık yönünden değerlendirme yapılarak bir kısım davacılar ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı …’nın isteminin ise kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, eşin maddi tazminat isteminin kabulüne, 363,00 TL cenaze gideri ile eş lehine 40.000,00 TL manevi, anne ve baba lehine 10.000,00’er TL manevi, kardeşler lehine 5.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Anılan bölge adliye mahkemesi kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 17.09.2019 tarih ve 2018/3348 Esas, 2019/5191 Karar sayılı kararı ile bozularak dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesinden sonra bölge adliye mahkemesince bozmaya uyulmuştur. Bölge adliye mahkemesinin temyiz incelemesine konu son kararında eş dışındaki davacıların istinaf başvurularının esastan reddine, davacı eş Habibe Selda ile davalının başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, eşin maddi tazminat isteminin kabulüne, cenaze gideri talebinin reddine, eş lehine 40.000,00 TL manevi, anne ve baba lehine 10.000,00’er TL manevi, kardeşler lehine 5.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, davacılar murisinin emniyet kemeri takmaması nedeniyle verilmesi gereken kusur oranının daha fazla olması gerektiğini, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, kendileri tarafından yapılan 3.640,00 TL cenaze yardımının dikkate alınmadığını, manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından davacı baba …’in 28/12/2018 tarihinde vefat ettiği, hükme esas 28/08/2015 tarihli kusur raporunda davacılar murisinin %10, dava dışı şöför …‘in %90 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirilmesine karşın, Bölge Adliye Mahkemesi karar ilamı gerekçesinde davalının %90 oranında kusurlu bulunduğu yönünde nitelendirme yapıldığı, dava dışı şöför …’in aynı davalı işveren aleyhine açtığı iş kazasından kaynaklanan tazminat dava dosyasında (Ankara 7. İş Mahkemesi 2015/862 Esas) alınan bilirkişi kusur raporunda davalı işverenin %20, şöför …‘in %80 oranında kusurlu bulunduğu yönünde görüş bildirildiği; Kurum alacaklarının tahsili istemine ilişkin rücuan tazminat dava dosyasında (Ankara 33. İş Mahkemesi‘nin 2017/396 Esas) alınan bilirkişi kusur raporunda sayılı dosyasında davacılar murisinin %20, şöför …‘in %80 oranında kusurlu bulunduğu yönünde görüş bildirildiği; aynı olaya ilişkin ceza dava dosyasında (Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2012/1097 Esas) şöför …’in yargılandığı, asli ve tam kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiği, eldeki dosyanın murisinin diğer bir kısım hak sahiplerinin tazminat istemlerine ilişkin olan dava dosyasında (Ankara 14. İş Mahkemesi 2017/317 Esas) alınan kusur raporunda davacılar murisinin %10, dava dışı şöför …‘in %90 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği, son olarak aracı kullanan şöför …’e yapılan ödemeler nedeniyle Kurum’un açtığı rücuan tazminat dava dosyasında (Ankara 41. İş Mahkemesi 2017/247 Esas) alınan kusur raporunda davalı işverenin %20, sürücü …‘in %80 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Öte yandan taraf ehliyeti davada taraf olabilme yeteneğidir. Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir (HMK m. 50). Yargılama sürecinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği, usul hukukunun temel ilkelerinden biridir ve HMK 114/1-d maddesine göre dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birisinin ölmesi halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m. 55). Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
Somut olayda, davacı baba …’in 28/12/2018 tarihinde vefat ettiği, ölen davacının taraf ehliyetinin sona ereceği ve bu davacının vekilinin de davaya devam etmesinin mümkün olmadığı gözetilmelidir. Bu durumda adı geçen davacının mahkemece tespit edilecek mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak, taraf teşkili noksanlığı giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğu gibi, rücu dava dosyaları, tazminat dava dosyaları ve ceza dava dosyası celp edilerek kusurun oran ve aidiyeti konusunda mevcut çelişkiler giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsizdir. Yine kabul ve uygulamaya göre bölge adliye mahkemesi karar ilamı gerekçesinde kusurun aidiyeti hatalı olarak değerlendirilip davalı işverenin %90 kusurlu olduğuna dair belirleme yapılmasının yerinde olmadığı da açıktır.
Mahkemece yapılacak iş, davacı baba …’in 28/12/2018 tarihinde vefat ettiği gözetilerek adı geçen davacının mahkemece tespit edilecek mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili noksanlığını gidermek, celbi gereken dosyaların dosya içine kazandırılmasından sonra davacı tarafın hükmü temyiz etmemesi nedeniyle murisin %10 kusuru üzerinden karşı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı dikkate alarak tamamı iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetten kusur raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, kusurun oran ve aidiyetinin tereddütsüz olarak tespiti noktasında yeni bir kusur raporu almak ve yine kusur oranları dışında oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.