YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6320
KARAR NO : 2021/611
KARAR TARİHİ : 01.02.2021
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacı kız çocuğunun babasından dolayı da ölüm aylığına müstahak olduğunun tespiti ile fiilen ölüm aylığı bağlanana kadar biriken ölüm aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk derece Mahkemesince, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin ( kapatılan ) 19/04/2018 tarihli ve 2016/19277 E.-2018/4116 K. sayılı bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilmek suretiyle yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulü ile “1-) Davalı kurumun 20/10/2015 tarih 61002763 sayılı işleminin iptaline, 2-) Davacının talep gibi 01/06/2015 tarihinden itibaren 30/04/2016 tarihine kadar ay be ay işlemiş yasal faizi ile birlikte kocasından ölüm aylığı alması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-) 01/05/2016 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmış ve devam etmekte olduğu anlaşıldığından bu döneme ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Kural olarak davayı kaybeden taraf yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumludur. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkemenin yargılama giderlerini taraflar arasında paylaştırması gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı H.M.K.’nın “Onama Kararları” başlıklı 370. maddesinde; “Temyiz olunan kararın, esas yönünden Kanuna uygun olup da Kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı bozulması gerektiği ve Kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde Yargıtay’ın, kararı düzelterek onayabileceği ile karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçenin doğru bulunmaması halinde, gerekçenin değiştirilerek ve düzeltilerek onanacağı” belirtilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacının ölüm aylığı talebine ilişkin Kurum işleminin iptali ile 04/05/2015 tarihli tahsis başvurusunu takip eden ayın birinci gününden itibaren babasından dolayı ölüm aylığına müstahak olduğunun tespiti, fiilen ölüm aylığı bağlanana kadar birikmiş olan ve olacak ölüm aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kurulan hükümde davacının isteminin reddine dair karar verilen herhangi bir bölüm bulunmamaktadır. Yargılama sırasında Kurum tarafından davacının isteminin kısmen kabul edilmesi nedeniyle “karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin kararın da davacının davayı açmadaki haklılık durumu dikkate alındığında isteminin reddedildiği şeklinde düşünülemeyeceği gözetildiğinde davacının talebi gibi dava kabul edildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu durum bozma nedenidir.
Öte yandan davacı eşinden dolayı ölüm aylığı almakta iken babasından dolayı da ölüm aylığı bağlanması talebinde bulunmuş olup davacının eşinden dolayı almakta olduğu ölüm aylığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değil iken hükümde sehven “kocasından” yazılması suretiyle hükmün infazında tereddüte sebebiyet verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Mahkemece verilen karar bozulmalıdır.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan “davanın kısmen kabulü ile” sözcüklerinin silinerek yerine gelmek üzere; “davanın kabulüne,” sözcüklerinin yazılmasına,
2-Hüküm fıkrasının 2. numaralı bendinde yer alan “kocasından” sözcüğünün silinerek yerine gelmek üzere “babasından” sözcüğünün yazılmasına, yine “ fazlaya ilişkin istemin reddine,” sözcüklerinin hükümden tümüyle çıkartılmasına,
3-Hüküm fıkrasının yargılama giderlerine ilişkin 6. numaralı bendin hükümden tamamen çıkartılmasına ve yerine gelmek üzere “6-) Davacı tarafından bozma öncesi ve bozma sonrasında yapılan toplam 180,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
4-Hüküm fıkrasının davalı Kurum yararına vekalet ücretine ilişkin 7. numaralı bendin hükümden tamamen çıkartılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 21/01/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.