Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/5952 E. 2021/3657 K. 22.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5952
KARAR NO : 2021/3657
KARAR TARİHİ : 22.03.2021

Mahkemesi : İş Mahkemesi

Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacı …’ya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi nedeniyle borç bildirimine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine; birleşen dava ise, davacı Kurum tarafından yersiz ödenen aylıkların tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ilamında belirtildiği şekilde davacı …’nın davasının kabulüne, birleşen … tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı-birleşen dosyada davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıklar ile kurum raporunda belirtilen komşularının tespit edilerek ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, adres hareketleri ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, özellikle kurum raporu öncesi döneme ilişkin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları adresleri yönünden anılan yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
İnceleme konusu davaya ilişkin olarak; Sosyal Güvenlik Kurumu Denetmeni tarafından düzenlenen 21.06.2011 tarihli rapora ekli 25.05.2011 tarihli tutanakta, … adresinde kapıyı açan olmadığı, ancak aynı binada 1.katta 1.daire ve 3.katta 6.dairede ismini vermek istemeyen apartman sakinlerince, … ve …’nın kızları ile beraber yaşadığının beyan edildiği”belirtilmiştir. Tutanak tarihinin davacının boşandığı eşiyle tekrar evlendiği 14.10.2011 tarihinden önceki bir tarih olduğu görülmektedir. Tutanak tarihinde 1.daire ve 6. dairede yaşayan kişilerin kolluk ve muhtarlık vasıtasıyla araştırılıp bu kişilerin tanıklıklarına başvurulmadığı,davacının yersiz ödeme döneminde MERNİS siteminde kayıtlı adresi olan … adresinde emniyet ve muhtarlık vasıtasıyla araştırma yapılarak davacının 2008-2011 arasında nüfus adres kayıt sisteminde görülen adreste fiilen ikamet edip etmediğinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, SGK müfettişi tarafından denetimin yapıldığı adreste denetmene, davacı ve eşinin birlikte yaşadıklarına dair beyanda bulunan kişiler ile uyuşmazlık konusu dönemde bu adreste ikamet eden komşular, emniyet/muhtarlık vasıtasıyla araştırılıp tespit edilerek dinlenilmeli, davacının yersiz ödeme döneminde MERNİS siteminde kayıtlı adresi olan … adresinin , davacının ağabeyi ile yengesine ait adres olduğu, davacının fiilen burada yaşamadığı ihbarda bulunan … tarafından belirtildiğinden, bu adreste yine emniyet ve muhtarlık vasıtasıyla araştırma yapılarak davacının 2008-2011 arasında nüfus adres kayıt sisteminde görülen adreste ikamet edip etmediği belirlenmeli, davalı ve eşinin uyuşmazlık konusu dönemdeki medula hareketleri celbedilip tespite konu sürede ayrı ayrı her ikisinin de hangi sağlık kuruluşlarına başvurdukları araştırılmalı, Kuruma ihbarda bulunan …’un dinlenilmek üzere pek çok defa ihzar edildiği fakat kendisine ulaşılamadığı görülmüş ise de, iş yeri dışında nüfusa kayıtlı adresinden de tekrar titizlikle araştırılarak ulaşılması halinde dinlenmeli, böylece boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı -birleşen dosyada davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.