Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/5631 E. 2021/14981 K. 29.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5631
KARAR NO : 2021/14981
KARAR TARİHİ : 29.11.2021

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, davacının emeklilik statüsünün tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamından çıkarılarak esnaf Bağ-Kur sigortalılığı olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) … Hukuk Dairesinin bozma ilâmına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; davacının 07.02.1989-31.07.1990 tarihleri arasında isteğe bağlı, 01.03.2011-10.07.2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa zorunlu sigortalı olduğu, 07.02.1989 tarihli …Köyü muhtarı tarafından verilmiş Bağ-Kur isteğe bağlı sigorta giriş bildirgesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacı … Şoförler ve Otomobilciler Odasına 15.06.2006 tarihinde kaydolmuş ve 08.09.2006-11.02.2008 ve 11.01.2010-10.07.2012 tarihleri arasında minibüs ile yapılan şehiriçi yolcu taşımacılığından vergi kaydı bulunmaktadır. Aynı zamanda davacı … Minibüs ve Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine 09.02.2007 tarihinde üye olarak kaydolmuş, 16.06.2011 tarihli genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyesi seçilmiştir. … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 04.12.2015 tarihli yazısı ile de davacının kooperatifin yönetim kurulu 2. başkanı olduğu, 25.06.2015-25.06.2018 döneminde müştereken temsil ve ilzama yetkili olduğu bildirilmiştir. Davacının 03.03.1989 tarihinden başlayarak 1990,2010,2011,2012,2013,2014,2015, ve en son 05.02.2015 tarihinde prim ödemelerinin olduğu, 25.05.2015 tarihi itibariyle 10.785.43 TL fazla prim ödemesinin de bulunduğu görülmektedir.
Somut dosyada diğer yandan; Davacının 01.03.1996-30.04.2008, 01.05.2008-28.02.2011, 11.07.2012-15.09.2013, 23.01.2014-05.02.2015 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa zorunlu sigortalılığı, 16.09.2013-22.01.2014 tarihleri arasında 4/1-a sigortalılığı bulunmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının …Pancar Ekicileri Kooperatifine 04.04.2001 tarihinde kaydolduğu ve kaydının halen devam ettiği, … Şeker Fabrikasına verdiği ürünlerden dolayı 1995,1996,1997,1998,1999,2000,2001 yıllarında tevkifat kesintisi yapıldığı, 01.02.2013 tarihli Bağ-Kur işe giriş bildirgesinin bulunduğu, 28.02.1996 tarihinden başlamak üzere 1997,1998,1999,2000,2001,2002,2013, yıllarında ve en son 05.02.2015 tarihinde prim ödemelerinin bulunduğu, 6552 s.y. ek-17 borçlanması borcunu ödeyerek bitirdiği anlaşılmaktadır.
1) 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. 4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
5510 sayılı Yasanın 4/ b maddesinde; köy ve mahalle muhtarları, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; (1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, (2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkârsicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar, (3) anonim şirketlerin kurucu ortakları ve/veyayönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının bağ-kur sigortalısı sayılacağı düzenlenmiştir.

08.05.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun’un yürürlük tarihi ile 04.10.2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir.
2)Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup, buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir.
Çakışan sigortalılık sürelerinin belirlenmesinde;
a)01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacakları belirtilmiş, “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin ilk fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüştür.
b)5510 sayılı yasanın 53. maddesinin ilk fıkrası daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir.
c) 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Baskın çalışma, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler araştırılmak suretiyle belirlenen ve kişinin emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınması gereken çalışmadır.
Diğer bir anlatımla; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.

Kurum tarafından 1479 sayılı Yasa ve 2926 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık süreleri ile 4/1-a kapsamındaki zorunlu sigortalılık süreleri değerlendirilerek toplam 7237 gün üzerinden davacıya 01.03.2015 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, eldeki dava ile 2926 sayılı Yasa kapsamında bağlanan aylığın iptali ile aylığın 1479 sayılı Yasa kapsamında bağlanması gerektiğinin talep edildiği, davacının 08.09.2006-11.02.2008 ve 11.01.2010- 10.07.2012 tarihleri arasında minibüs işletmeciliğine dayalı vergi mükellefiyetinin, 15.06.2006 tarihinden başlayan ve devam şeklinde Bismil Şoförler ve Otomobilciler Odasına kaydının, 09.02.2007 tarihinde başlayan ve devam eden kooperatif kaydının ve 16.06.2011 tarihinden itibaren de yönetim kurulu üyeliğinin bulunduğu, mahkemece davacının 09.02.2007-01.03.2011 ve 11.07.2012-05.02.2015 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması gerektiği belirtilerek 2926 sayılı Yasa kapsamında yapılan tahsisin iptali ile aynı tarih itibariyle 1479 sayılı Yasa kapsamında tahsise hükmedildiği görülmektedir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan vergi kaydı, oda ve kooperatif üyeliğine ilişkin kayıtlar da gözetilerek, 09.02.2007 ila 01.03.2011 döneminde kurum kabulünde olan ve mahkeme kabulüyle çakışan 2926 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılık durumu yöntemine uygun olarak irdelenip çakışma 01.10.2008 öncesi dönem bakımından nasıl çalıştığı irdelenmek suretiyle, sonrası bakımından 5510 sayılı Yasanın 53. maddesi gözetilerek giderilmeli, giderek tahsise esas alınacak 1479 sayılı Yasa sigortalılığı 1479 sayılı Yasanın 24., 25. ve 5510 sayılı Yasanın 4. maddeleri kapsamında irdeleme yapılmak suretiyle ve bu çakışma ve kabul kapsamında prim borcu bulunup bulunmadığı yöntemince belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gereği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesis edilmiş olması eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, yerinde değildir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 29.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.