Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/5619 E. 2021/2179 K. 24.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5619
KARAR NO : 2021/2179
KARAR TARİHİ : 24.02.2021

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : … 2. İş Mahkemesi

Asıl dava, kurum işleminin iptali, kesilen aylığın bağlanması, birleşen dava ise davacıya bağlanan aylık ve sağlık giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi neticesinde (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince davacı/birleşen davanın davalısı vekilinin, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar ve ek kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Asıl dava, davacı …’nin boşandığı eşi ile birlikte yaşadığından bahisle aylığın kesilmsine ilişkin kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti, kesilen yetim aylığının tekrar bağlanması, birleşen dava ise, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşaması nedeniyle aylığın kesilmesi ve yersiz alınan aylık ve sağlık giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile
A)2014/2 Esas sayılı dosya yönünden
2-Davacının davasının reddine
B)2014/145 Esas sayılı dosya yönünden
1-Davacının SGK’ nın davasının kabülü ile
A)Kurum zararı 51,455,82 TL.nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
“A)Davacı/birleşen davanın davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca … 2. İş Mahkemesinin 10.02.2017 tarih ve 2014/2 Esas – 2017/70 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle;
B-)2014/2 Esas sayılı dosya yönünden, davanın kısmen kabulüyle;
1-a-)Davacının, Kurum işleminin iptali ve aylığın tekrar bağlanması talebinin REDDİNE,
b-)Davacının 5.377,82 TL miktar yönünden davalı Kuruma borçlu olmadığının TESPİTİNE, fazlaya ilişkin talebinin reddine” dair verilen kararın davalı/birleşen davanın davacısı kurum tarafından temyizi neticesinde hükmün (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince;
“Davacı/birleşen davanın davalısı olan … vekilinin, … 2. İş Mahkemesinin 10.02.2017 tarih 2014/2 Esas – 2017/70 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir. Kararın davalı/birleşen davanın davacısı kurum tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından davacı/birleşen davanın davalısı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bu nedenle temyiz hakkının olmadığı gerekçesiyle, davalı/birleşen davanın davacısı kurum vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili; verilen karar ve ek kararın; temyiz yolunun açık olduğunu beyanla; kurumun yersiz sağlık ödemelerini talep edemeyeceğine dair hükmün eksik inceleme nedeniyle bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı/birleşen dava davacısı kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Bölge Adliye Mahkemesince, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde “Davacı/birleşen davanın davalısı olan … vekilinin, … 2. İş Mahkemesinin 10.02.2017 tarih 2014/2 Esas – 2017/70 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine” dair verilen kararın, davalı/birleşen davanın davacısı kurum tarafından temyizi üzerine, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından davacı/birleşen davanın davalısı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bu nedenle temyiz hakkının olmadığı gerekçesiyle, davalı/birleşen davanın davacısı kurum vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, 2014/145 E. sayılı birleşen dava dosyası yönünden verilen kararın davalı/birleşen davanın davacısı kurum yönünden “davanın kabulüne” yönelik olduğu ve karar kurum lehine olduğundan istinaf yoluna başvurulmadığı, bu yönden davacı/birleşen dava davalısı lehine usuli kazanılmış hak doğurmayacağı diğer taraftan bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilk karara yapılan istinaf başvurusunun incelendiği izlenimi oluşturacak şekilde “Davacı/birleşen davanın davalısı olan … vekilinin, … 2. İş Mahkemesinin 10.02.2017 tarih 2014/2 Esas – 2017/70 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiş olması, bu kararın temyizi üzerine de usuli kazanılmış hakka dayanılarak temyiz isteminin reddine dair verilen ek karar usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı/birleşen dava davacısının temyiz isteminin reddine yönelik ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Esasa ilişkin temyiz incelemesine gelince;
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. …, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. …’e Armağan, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 …, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Bölge Adliye Mahkemesince, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Önceki bozma ilamında “…Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince davacının yersiz sağlık gideri toplamı olan 5.377,82 Liradan borçlu olmadığına dair kararı isabetsiz olmuştur… 5510 sayılı Kanunun 60/1-g bendi ile artık herkesin genel sağlık sigortası kapsamına alındığı ve her durumda sağlık hizmeti alabileceği kanısı hatalıdır. Koşulları taşımayan kişi sağlık hizmeti alamaz. Koşulları Kurum sağlayabilirdi mantığıyla (davacının 67. madde kapsamında gelir testine tabi tutulmasıyla oluşacak ihtilafa konu dönemdeki prim borçlarının Kurum tarafından tahsilinin mümkün olması) Kurum’un yersiz tedavi giderlerini tahsil imkanının engellenmesi hem sosyal güvenlik sistemini aksatacak bir durum olup hem de yasa koyucunun amacını aşar mahiyettedir.
O halde, davalı- karşı davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen, bozma kapsamında inceleme yapılmadığı ve bu yönde kurulmuş bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan yapılacak iş; bozma kapsamında belirtilen hususlar yönünden inceleme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı/birleşen dava davacısı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacı/birleşen davanın davalısının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.