Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/5548 E. 2021/6642 K. 20.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5548
KARAR NO : 2021/6642
KARAR TARİHİ : 20.05.2021

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi

Dava, prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A)Davacı İstemi :
Dava, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı Kurum vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve kararı :
Mahkemece “Davanın kabulü ile, 140.219,14 TL’nin primlerin Kuruma ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah edilen tutar için 97.06.2017 tarihinde 2.371,51 TL ıslah harcı yatırdıkları ve davanın kabulüne karar verildiği halde, harcın iadesi yönünde bir karar verilmediğini, ıslah harcının iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin Kuruma yöneltilmeyeceğini, husumetin hazineye yöneltilmesi gerektiğini, 6111 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle ihaleli işyerlerinin 81. maddede öngörülen prim teşvikinden yararlanmasının mümkün olmadığını davacının beş puanlık indirimden yararlanma talebinde bulunmadığını, Kamu İhale Kanunu genel tebliği uyarınca ihale makamınca beş puanlık indirim karşılığı kesinti yapıldığının bildirilmesi halinde kanunda aranılan diğer şartlara da haiz olunmak şartıyla, beş puanlık indirimden faydalandırıldığını, ihale makamı kesinti yapmamışsa faydalanmasının mümkün olmadığını, Kurumca yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığından bahisle ve resen gözeltilecek sebeplerle de açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
BOZMA SONRASI
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu ; “davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulüne, 2-… 33. İş Mahkemesine ait 08.06.2017 gün ve 2017/31 E.- 2017/3271 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yerine, 3-davanın kısmen kabulü-kısmen reddi ile 128.176,07 TL’nin Kuruma başvuru tarihi olan 22.07.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. (Kapatılan) Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 28.02.2019 tarihli bozma ilamı ile “…. Kurumdan davacının yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren Ek madde 17 hükmüne göre başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan yasa maddesi kapsamına göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; 6100 sayılı hmk’nın 356 ve 359 maddeleri uyarınca davacı ve davalı Kurum vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile, … 33. İş Mahkemesi’ne ait 08.06.2017 gün ve 2017/31 E.- 2017/327 K.sayılı kararının kaldırılmasına, yerine, 7103 sayılı yasanın 70. maddesi ile 5510 sayılı yasaya eklenen ek-17 maddesi hükmü gereğince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
E)Temyiz :
Davacı ve davalı Kurum vekili; istinaf başvuru gerekçelerini tekrarlayarak mahkeme kararının bozulmasını talep etmişlerdir.
F)Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde, davacının davası ile ilgili 7103 sayılı kanunun 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ek madde 17/4 hükmü gereği dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 81’inci maddesi hükümlerinden faydalandırılma ve fazla ödenen tutarın iadesi istemi ile 24.12.2015 tarihinde açılmış eldeki davada, mahkemece verilen 06.12.2016 tarihli ilk karar ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiş, bu kararın temyizi aşamasında ise 01.04.2018 tarihi itibari ile 7103 sayılı Yasa’nın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş ve dairemizce anılan ek 17. madde hükümlerinin dikkate alınması gereğine işaret edilerek kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına dair karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Ne var ki, mahkemece dikkate alınan bozma ilamı ve 5510 sayılı Yasa’nın ek 17. maddesinin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında …’nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği taktirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
Eldeki davada ise, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, 5510 sayılı Yasa’nın ek 17. maddesinin 4. fıkrasının iptali ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ve davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılması veya fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından yasal tüm şartların varlığı incelenmeli ve sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2.maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.