Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/4959 E. 2021/7495 K. 02.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4959
KARAR NO : 2021/7495
KARAR TARİHİ : 02.06.2021

: Elazığ İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 01/07/2004-01/10/2015 tarihleri arasında, kadar hizmet akdi davalı şirkete ait Hal Komisyoncusu işyerinde patates fileleme işinde kesintisiz çalıştığını belirterek bu sürelerin tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Fer’i müdahil Kurum vekili; kurum kayıtlarının tetkikinde davacının davalı işyerine ait bir kayıt ve tescilinin ve sigortalı olarak bir çalışmasının bulunmadığı, davacının tespit istediği ve hak düşürücü süreye uğramayan çalışmaları ile ilgili işverenin bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak bilgilerine başvurulması ve davacının tespit istediği sürede SYDV ve benzeri kuruluşlardan yardım alıp, almadığının gözetilmesi gerektiği belirtilerek; açılan davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı şirket; davalı ile şirketleri arasında İş Sözleşmesi ve İş Kanunu anlamında süreklilik ve bağımlılık arz eden bir iş ilişkisi bulunmadığını, şirketin sebze halinde faaliyet göstermekte olup halihazırda bünyesinde çalıştırmakta olduğu 13 adet sigortalı personeli bulunduğunu, şirketin tüm faaliyetinin devamlılık arz eden tüm faaliyetlerini bu personel vasıtasıyla yürüttüğünü, bunların haricinde işlerde yoğunluk yahut aciliyet başgösterdiği dönemlerde günlük olarak iş gücü temin edildiğini ve bu şekilde çavuş … tarafından şirketlerine ve sebze halinde faaliyet gösteren diğer bir çok komisyon evine işçi temin edildiğini ve davacı ile bu şekilde bağlantı kurulduğunu, bu şahısların çağrıldığında işe gelme zorunluluğu bulunmadığı gibi aynı şekilde 10’a yakın komisyon evine çalışmaya gittiğinin bilindiğini, davacı 12 sene boyunca şirketleri bünyesinde kesintisiz olarak çalıştığını beyan etmiş ise de taraflar arasında sürekli bir çalışma bulunmadığını, taraflar arasında 12 senelik bir ilişki olmadığını, davacının 2-3 senedir, haftada bir gün veya ayda 2-3 gün olacak şekilde çalışmasının mevcut olduğunu, davacı ile şirketleri arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının şirkete karşı bir işin görülmesini üstlenmediğini, davacının tamamen başka bir şahsın aracılığı ve kendi isteği üzerine seyrek aralıklarla çalışmaya geldiğini, aylık ve haftalık çalışma saatlerinin olması gerekenin çok altında olduğunu, çağrının doğrudan davacıya yöneltilmeyip, işçi arandığı dönemlerde çalışmaya gelmesi gibi bir zorunluluğu da bulunmadığını ve nitekim bir çok kez davacı tarafından (çavuş aracılığı ile) çağrının reddedildiğini, taraflar arasında talimat ilişkisi bulunmadığından ve davacı başka işyerlerine de hizmet verdiğinden bağımlılık unsurunun da mevcut olmadığını belirterek; haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkeme “Davanın, kısmen kabulüne,
1-Davacının davalı … Gıda İnşaat Nakliye Tic. San. Ltd. Şti.’nin 1003180,23 sicil numaralı işyerinde 01/07/2005-01/10/2015 tarihleri arasında Ocak-Şubat-Mart döneminde ayda 8 gün, Nisan-Aralık döneminde kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı vekili ile fer’i müdahil vekilinin Elazığ İş Mahkemesinin 19.04.2018 tarih ve 2016/11-2018/175 sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının, HMK’nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı ve fer’i müdahil Kurum vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik araştırma ile verildiğini belirterek, istinaf gerekçeleri ile birlikte kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki davada, tanık anlatımları ile davalı işveren şirkete ait 1003180 sicil sayılı işyerinde 01/07/2005-01/10/2015 tarihleri arasında Ocak-Şubat-Mart döneminde ayda 8 gün, Nisan-Aralık döneminde kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece, dinlenen bordro tanıklarının ifadeleri değerlendirilerek hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan tanık ifadelerinin, davacının talebinin 2004/7-2015/10 arası olması gözetildiğinde, davalı işveren yanındaki çalışmalarının 2005-2007, 2012-2015 arasında bildirimleri bulunan tanıklar olduğu, özellikle talep edilen hizmet süresi yönünden, çalışmanın varlığı ve süresinin tam olarak ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, dinlenen tanıkların anlatımları ile birlikte 2004/-2015/10 dönemini kapsayacak şekilde bordro tanıklarının bulunması halinde bunların ifadelerine başvurulmalı, bunun dışında tespiti yapılan davacıya ait işyerine komşu ve yakın iş yerlerindeki işveren ve bordrolu çalışanlardan dava dışı sigortalının çalışmalarını bilecek durumda olanları kolluk vasıtası ile resen tespit edilmeli, bu tür davalarda geçerli olan resen araştırma ilkesi de göz önünde tutularak, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak varılacak sonuç uyarınca toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı … Gıda İnş. Nak. Tiks. İml. İth. Ür. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ne iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.