Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/4916 E. 2021/7503 K. 02.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4916
KARAR NO : 2021/7503
KARAR TARİHİ : 02.06.2021

Mahkemesi : Gebze 8. İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı işveren yanında fiilen 01/10/2010 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin 16/03/2016 tarihinde iş akdini haklı olarak feshederek işten çıkmış olduğunu, müvekkilinin davalının ….’de bulunan villasında işçi olarak çalışmış olduğunu, villanın temizlik, bekçilik, av köpeklerinin ve villanın bakım ve gözetimi, çim sulama, ev işi hizmetleri, kalorifer vs. gibi tüm işlerini yaptığını, davalının villasındaki bir odada kaldığını, haftanın her günü çalıştığını ancak ücretinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi ücretlerinin de tarafına ödenmediğini, davalı iş veren nezdindeki çalışmasının 01/10/2010 ve 16/03/2016 tarihleri arasında sürekli olup davacının çalışmasının kesintiye uğramadığını, Gebze 1 İş Mahkemesinin 2016/478 Esas sayılı dosyasında işçilik hak ve alacaklarının tazmini için dava açtığını, davacının sigortalı gösterilmediğini, davacının mağdur olduğunu, iş veren nezdinde 01/10/2010 ve 16/03/2016 tarihleri arasında fiili çalışmasının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarında doğruluk payının olmadığını, davacının müvekkilinin yanında fiili bir çalışmasının hiçbir zaman olmadığını, bu nedenle herhangi bir talebinin de olamayacağını, husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, görev yönünden de itirazlarının olduğunu, iş bu davada görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının davasını hak düşürücü süre geçtikten sonra açtığını, bu durumun mahkemece re’sen dikkate alınması gerekli hususlardan olduğunu, davacının taleplerinin zaman aşımına uğramış olduğunu, davalının villasındaki işleri ailesi ile birlikte yaptığını, yoğun dönemlerde de günü birlikçi temizlikçi getirdiğini, daimi bir çalışana ihtiyacının olmadığını, davacının müvekkilinin yanında belirttiği şekilde hiçbir zaman çalışmadığını, açılan davanın haksız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer-i müdahil … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava için 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğunu ayrıca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, işbu davada yetkili mahkemenin Ankara İş Mahkemeleri olduğunu, davacının söz konusu tarihlerde iş yerinde fiilen çalıştığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin tespit edilemediğini, davacının davasını ıspatlaması için yazılı deliller sunması gerektiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından, “davanın reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf talep etmiştir.
B- BAM KARARI
Davacı vekilinin istinaf başvurularının hukuk muhakemeleri kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde öne sürdükleri iddiaları tekrarlayarak temyiz isteminde bulunmuşlardır.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada, Mahkemece; tanık beyanları esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen karar eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Mahkemece resen araştırma ilkesi doğrultusunda, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek, emniyet, muhtarlık, zabıta vasıtasıyla davalı villaya komşu villa- apartmanlarda kapıcı, bekçi olarak çalışan kişiler veya komşu villa-sitelerin güvenlik görevlileri tespit edilerek ifadelerine başvurulmalı, sitede yaşayan villa sahipleri ile varsa bu evlerde çalışan sigortalılar, ile davacının hizmetlerini bilebilecek durumdaki civar villa-apartmanlarda uzun yıllar oturan komşular ya da villaya yakın yerde market, bakkal, berber gibi işyerlerinin sahipleri ile kayıtlara geçmiş çalışanları araştırılarak beyanları alınmalı, öte yandan; Mahkemece dinlenen tanıklardan …’ın mahkeme huzurunda vermiş olduğu ifadesinde ‘davalının villada köpeklerinin olduğunu ve bunlara başka bir köyden av meraklısı arkadaşı zeki Çoban ın gelip baktığını biliyorum’ şeklindeki beyanı da gözetilerek ismi geçen Zeki Çoban’ın tanık sıfatıyla beyanına başvurulmalı, yine dinlenen tanık beyanlarından villanın temizliğinin davacı tarafından yapılmadığının beyan edilmesi karşısında, villaya temizlik için gelen kişiler tespit edilip tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmalı, villanın bekçisinin olup olmadığı ve bekçi dışında ayrı bir dış güvenliği olup olmadığı araştırılmalı, villanın bekçi bulundurma ihtiyacı olup olmadığı ve bahçe işlerini yürütmek için elemana ihtiyaç bulunup bulunmadığı gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle belirlenmeli, villanın durumu ve ihtiyaçları belirlenmeli, iş bu keşifte davacının kaldığı iddia edilen yere de bakılmak suretiyle bir kanaat edinilmeli ve tüm bu deliller bir arada değerlendirilerek gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyulmalıdır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.