Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/4567 E. 2023/169 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4567
KARAR NO : 2023/169
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/86 E., 2019/2069 K.
DAVA TARİHİ : 23.10.2015
KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 37. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/728 E., 2018/424 K.

Taraflar arasındaki kesilen aylığın bağlanması, menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA Davacı vekili, doktor olan davacıya, Emekli Sandığına tabi çalışmaları nedeniyle kurumdan emeklilik aylığı bağlandığını, emeklilik sonrası SSK’lı olarak aile hekimi sıfatı ile 15.02.2013 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davacının tüm sigorta kollarına tabi maaşının kesilerek, çalışmak ya da maaşı kesilmeden SGDP ödeyerek çalışmak isteyip istemediği sorulmadan normal aylıklarının ödendiğini, 2 sene sonra 01.03.2013–30.08.2015 arası ödenen aylıkların faizi ile birlikte geri istendiğini, 09.09.2015 tarihinde … SGK’ya itiraz ettiklerini, ancak itirazının reddedildiğini, 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde maaşı kesilecekler arasında davacının durumunda olanların sayılmadığını, emsal nitelikte 3 üncü İş Mahkemesinin 2013/1369 esas sayılı dosyasının bulunduğunu belirterek, davacının aylığının kesilmesi işleminin iptaline, davacının istisna içinde olan kişilerden olmadığı kabul edilir ise kurumun iadesini istediği bedeller için faiz alacağından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili, davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki, derdestlik, husumet ve hak düşürücü süre itirazları ile zamanaşımı definde bulunmuş, Kurum işlemlerinin yerinde ve yasal mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile “davanın kabulü ile, Kurumun davacıya 5434 sayılı Kanun gereği bağlanan aylığın aile hekimi olarak çalışması sebebiyle kesilmesine ilişkin işleminin iptaline, aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve kesme işlemi sebebiyle ödenmeyen aylıkların her birisinin tahakkuk tarihinden itibaren yasal faizle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; kurumun aylık kesme işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkeme kararı yerinde bulunarak davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5434 sayılı Kanun kapsamında emeklilik aylığı almakta iken aile hekimi olarak çalışmaya başlayan davacının aylığını keserek ödenen aylıkları yersiz ödeme gerekçesiyle faiziyle birlikte borç çıkaran Kurum işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 1 inci maddesi, 114 üncü maddesinin 1 nci fıkrasının b bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 5510 sayılı Kanun’un 101 inci ve Geçici 4 üncü maddesi

3. Değerlendirme
1.15/01/2013 tarihinde 5434 sayılı Kanun kapsamında emeklilik aylığı bağlanan davacının, 15/02/2013 tarihinden itibaren … Halk Sağlığı Müdürlüğü adına tescilli … sicil numaralı işyerinden aile hekimi olarak çalışmaların Kuruma bildirildiği, davacının 15.02.2013 tarihinde aile hekimi olarak çalışmaya başladığı gerekçesiyle emeklilik aylığının kesildiği, 01.03.2013-31.08.2015 tarihleri arası almış olduğu emekli aylıklarından dolayı yersiz tahakkuk çıkartıldığı, aksine kurum işleminin iptali, aylığın bağlanması, aksi takdirde faizden sorumlu olmadığının tespiti için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2.Mahkemelerin görevi ve yargı yolu “yasa” ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.

3.İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 101 inci maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.

4.5510 sayılı Kanunun, 5434 sayılı Kanun’a ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 4 üncü maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” düzenlemesine yer verilmiştir.

5.Belirtilen açıklama ve yasa maddeleri kapsamında somut olaya dönüldüğünde, iptal edilen ve bağlanması talep edilen aylığın 5434 kapsamında bağlanan aylığa ilişkin olması nedeniyle, davada 5510 sayılı Kanunun 101 inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir. İdari yargının görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.