Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/4146 E. 2021/4014 K. 25.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4146
KARAR NO : 2021/4014
KARAR TARİHİ : 25.03.2021

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/1195-2019/740

İlk Derece
Mahkemesi : Aydın 2. İş Mahkemesi
No : 2017/97-2018/101

Dava, ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Öz-Tok İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarından olduğunu, adı geçen şirketin Kuruma olan borçlarından dolayı davacı adına 16.03.2017 tarihli ve 2004/013206, 2004/011485, 2005/014688, 2015/014689, 2005/014691, 2005/014692, 2007/011410, 2007/011411, 2007/011412, 2007/022703, 2007/022704, 2013/042725, 2013/027486 takip numaralı ödeme emirlerinin gönderildiğini ve 23.03.2017 tarihiyle tebliğ edildiğini, söz konusu şirketin 2008 yılında feshedildiğini, tebliğ edilen ödeme emirlerinde yazılı aylara ait borçların zamanaşımına uğradığını, kaldı ki şirket borçları hakkında öncelikle şirket hakkında tahsil işleminin başlatılması, tahsil edilememesi halinde yasal temsilcilere başvurulması gerektiğini iddia ederek, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öz-Tok İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait 1045764.09, 1050232.09, 1050736.09, 1011114.09 sicil numaralı dosyalardan şirket adına ve şirket yetkilisi Çetin Öz adına muhtelif tarihlerde ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, 05.05.2006 tarihinde 5458 sayılı Kanun kapsamında ve 05.09.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanun kapsamında borç yapılandırma başvurusunda bulunulduğunu ve 2007, 2008, 2013 yıllarında da muhtelif tarihlerde çeşitli haciz işlemi uygulandığını, bu işlemlerin zamanaşımını kesen durumlar olduğunu beyanla davanın reddini talep etmektedir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, davanın dayanağı olan prim borçları 1999/10 ile 2006/7 arası aylara ait olup, 06.07.2004 tarihi öncesi aylar için 5 yıllık, 06.07.2004 tarihi ve sonrası aylar için 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğu gerekçesiyle;
Davanın kabulü ile, davacı hakkında düzenlenen 2004/013206- 2004/011485- 2005/014688- 2005/014689- 2005/014691- 2005/014692- 2007/011410- 2007/011411- 2007/011412- 2007/022703- 2007/022704- 2013/042725- 2013/027486 takip numaralı ödeme emirlerinin zamanaşımı nedeniyle iptaline, karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesince, zamanaşımı süresi içinde, zamanaşımını kesen sebepler arasında yer alan haciz işlemlerinin takiplere konu borçlar yönünden esas alındığında, takibe konu borçların zamanaşımının kesilmesi sonucunu doğurduğundan, bu nedenle takiplerin zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle;
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, Aydın 2. İş Mahkemesi’nin, 06.04.2018 tarihli, 2017/97 E. 2018/101 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Eldeki davada ise; davacının 23.06.1997 tarihinden itibaren ortağı olduğu dava dışı… İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 1999/10 ila 2006/7. dönemleri arasındaki prim, işsizliklik sigortası primi, damga vergisi ve özel iletişim vergisi borçlarından dolayı düzenlenen 2004/013206, 2004/011485, 2005/014688, 2015/014689, 2005/014691, 2005/014692, 2007/011410, 2007/011411, 2007/011412, 2007/022703, 2007/022704, 2013/042725, 2013/027486 sayılı ödeme emirlerinin, 23.03.2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ne var ki dosyaya ibraz olunan Kurum kayıtlarına göre davacı … adına kayıtlı taşınmazlara 28.01.2008 ve 29.05.2013 tarihlerinde davaya konu takipler için kamu haczi konulduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, davacı adına tatbik edilen 28.01.2008 ve 29.05.2013 haciz işlemlerinden önce dava konusu takipler ile ilgili olarak davacıya daha önceden ödeme emirlerinin tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise buna ilişkin evrakların celbi ile kesinleşip kesinleşmedikleri hususlarının araştırılması gerekmekte olup, davacı bakımından kesinleşmeyen ödeme emirleri üzerinden Kurumca haciz işlemi tatbik edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, davaya konu ödeme emirlerindeki borçlar hakkında zamanaşımı sürelerinin işlemeye devam edeceği gözetilerek; her bir kurum alacağının muaccel hale geldiği tarihteki zamanaşımı süresini düzenleyen 6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesi ve BK 125. maddeleri uyarınca değerlendirilerek çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.