Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/4130 E. 2021/3509 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4130
KARAR NO : 2021/3509
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

Mahkemesi : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Dava, ödeme emri iptaline istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının vefat eden babası … ‘nın Kars Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nda yönetim kurulunda görev almış olması sebebiyle 2001-2017 yılları arasına ait prim borçlarından sorumlu olduğundan bahisle davalı kurumdan davacıya ödeme emri gönderildiğini, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 1. maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki esnaf ve sanatkarlar odalarının tüzel kişiliğe sahip olduğunu, tüzel kişinin prim borçlarından tüzel kişilerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri ile tüzel kişiyi temsil ve ilzama yetkili kişilerin müteselsilen sorumlu olduklarını, bu kişilerin de yönetici oldukları dönem borçlarından sorumlu olduklarını, davacının babasının 1993-2005 yılları arasında esnaf odasında yönetim kurulunda görev aldığını, ödeme emrinde ise 2001-2017 yıllarına ait tüm borçlardan davacının sorumlu tutulduğunu, babasının yönetim kurulu üyeliği yapmadığı dönemlere ait prim borçlarından davacının sorumlu tutulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 2001-2004 yıllarına ait prim borçlarının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmediğini, 2004-2007 yıllarına ait prim borçları için ise zamanaşımı süresinin on yıl olduğunu, davacının babasının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemlere ait olan ve davacının sorumlu tutulabileceği prim borçlarının zamanaşımına uğradığını belirterek davalı kurumdan gönderilen 14/11/2017 tarih ve 13.761.153 sayılı ödeme emrinin iptalini ve davacının borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, 6183 sayılı Kanunda borçlu olmadığının tespiti davasının düzenlenmediğini, bu nedenle menfi tespit davası açılamayacağını, davacının,alacakların zamanaşımına uğradığı iddiasının on yıllık süre dolmadan alacakların tahsili yoluna gidilmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinde sigorta primleri ve diğer alacaklardan sorumlu olanların sayma yöntemi ile belirtilmediğini, bu nedenle yönetim kurulu üyeleri, üst düzey yöneticiler, yönetim kurulu başkan ve yardımcıları, muhasebe müdürleri, insan kaynakları ile diğer bölümlerde görev yapan müdürlerin tamamının kastedildiğini, 6183 sayılı Kanun’un 35. ve 36. maddeleri gereğince ortakların tamamının amme alacaklarından sorumlu olduğunu, davacının babasının da yönetim kurulu üyesi olması ve tahakkuk etmiş bir amme alacağının mevcudiyeti karşısında davacının ödeme emrinde yazılı alacaklardan sorumlu olmadığından bahsetmenin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın Yasal yedi günlük hak düşürücü süre sona ermeden açıldığı, davacının, miras bırakanının yönetim kurulu üyeliği görev süresi itibarıyla ödeme emrinde yazılı olan kurum alacaklarından sadece 12/01/1999-29/10/2005 tarihleri arasındaki döneme ait olanlardan sorumlu tutulabileceği, bu döneme ait alacaklar bakımından öngörülen Yasal zamanaşımı sürelerinin davacıya ödeme emri tebliğinden önce sona erdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline ve davacının söz konusu ödeme emrinde yazılı olan Kurum alacaklarından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk dairesince, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun hmk’nın 353/1/b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili; … mirasçılarının ayrı ayrı açtıkları davaların birleştirilmeden karara bağlanmasının hatalı olduğunu, davanın yasal 7 günlük sürede açılmadığını, murisin yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle borçtan sorumlu olduğunu, 5510 sayılı Yasa’nın 88.maddesinin dikkate alınması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığı kararının da hatalı olduğunu, 2016 yılında odanın yapılandırma yaptığını ve 2018 yılında da yeniden başvurusu olduğunu, bu belgeler getirtilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, 2004-2008 yılları arasında zamanaşımı süresinin 10 yıl olup zamanaşımını kesen işlemlerin yapıldığını, aksine kabulün hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından, dava dışı Kars Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nda 1993/3-2005/10 arası yönetim kurulunda davacı murisinin görevli olduğu, 2001-2017 tarihleri arası dava dışı Kars Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nın prim, işssizlik sigortası primi, damga vergisi ve ferileri borçlarına dair ödeme emrinin davacı … adına düzenlenip 18.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemece zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle yazılı şekilde karara verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmünün, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunla değiştirilmesinden önceki dönemde; prim alacağı ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacağı Borçlar Kanunu 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 6183 sayılı Kanun m. 102 ve devamı maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir. 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılmış, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi ile birlikte 102. maddesinin uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 10 yıllık zamanaşımı dönemine geri dönülmüştür.
Diğer taraftan; 6183 sayılı Yasa’nın 103. maddesi ile tahsil zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup; anılan düzenlemede; ” 1. Ödeme, 2. Haciz tatbiki, 3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, 4. Ödeme emri tebliği, 5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, 6. Yukarıdaki 5 sırada gösterilen muamelelerden her hangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, 7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, 8. amme alacağının teminata bağlanması, 9. kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi, 10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, 11. (Ek bent: 25/12/2003 – 5035 S.K./1. md.) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.
Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararı ile kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı, yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın, kaza mercilerince durdurulması hallerinde, zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür.” hükmü öngörülmektedir. Bu kapsamda zamanaşımı süreleri dava konusu prim borçlarının dönemleri itibariyle değerlendirilmeli, zamanaşımına uğramayan borçların varlığının tespiti halinde, yukarıda belirtilen mevzuat kapsamında yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre hüküm tesisi gereklidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece, davaya konu dava dışı Kars Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nın prim ve ferileri borçlarından dolayı davacı murisi veya davacı hakkında zamanaşımını kesen veya durduran sebeplerin olup olmadığı kurumdan sorulup araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 17.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.