Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/3581 E. 2021/4445 K. 31.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3581
KARAR NO : 2021/4445
KARAR TARİHİ : 31.03.2021

Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

Dava, hizmet tespiti ve prime esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından stinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı nezdinde 01.04.2010-15.03.2012 tarihleri arasında aylık net 10.000 TL ücret ile işletme müdürü olarak çalıştığını, davalı tarafından hiç sigorta bildiriminin yapılmadığını, davacının bu tarihler arasında aralıksız 30 gün üzerinden çalıştığını belirterek,01.04.2010-15.03.2012 tarihleri arasında ve aylık net 10.000 TL ücretle çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının 01.04.2010- 15.03.2013 tarihleri arasına denk gelen dönemler içinde müvekkili şirket yetkilisi ile birlikte Kastamonu’da ticaret ünvanı … Tekstil San. ve Ticaret Ltd. Şti. olan bir şirket kurduklarını ve davacının da bu şirketin kurucu ortağı olduğunu, Gaziosmanpaşa 6. Noterliğinin 26.07.2010 tarih ve 22335 yevmiye numaralı şirket ana sözleşmesi ile şirketin kurulduğunu ve sonrasında davacının hissesinin tamamını Gaziosmanpaşa 3. Noterliğinin 19.04.2011 tarihli 12211 sayılı hisse devir sözleşmesi ile devrettiğini böylece davacının 26.07.2010 – 19.04.2011 tarihleri arasında … Tekstil San. ve Ticaret Ltd. Şti.’nin, ortağı olduğunu ve hizmet tespitinin istenemeyeceğıni belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece; “davacının davasının kabulü ile,
… T.C kimlik numaralı … Sigorta Sicil numaralı davacının
01/04/2010 – 30/06/2010 tarihleri arasında, 90gün günlük 157,85TL, bürüt ücret ile
01/07/2010 – 31/12/2010 tarihleri arasında, 180 gün günlük 164,78TL, bürüt ücret ile
01/01/2011 – 30/06/ 2011 tarihleri arasında, 180gün günlük 172,58 TL, bürüt ücret ile
01/07/2011 – 31/12/2011 tarihleri arasında, 180gün günlük 181,35TL, bürüt ücret ile
01/01/2012 – 15/03/2012 tarihleri arasında, 75 gün günlük 192,08 TL, bürüt ücret ile davalı… Tekstil San ve Tic Ltd. Şirketi nezdinde hizmet aktiyle çalıştığnın tespitine,” karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince” Davalı Kurum ile davalı şirketin istinaf başvurularının esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı SGK vekili, davanın hak düşürücü süreden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, iddianın yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini, salt tanık beyanlarına göre karar verildiğini, tanıkların Yargıtay’ın aradığı kriterleri taşımadığını, resmi kayıtların esas alınması gerektiğini belirterek istinaf gerekçeleri ile kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı… Tekstil San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkili nezdinde aralıksız çalışmadığı ispatlanmışken kesintisiz çalıştığının kabulünün yerinde olmadığını, davacının 02.08.2010-25.04.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, bu tarihler arasında şirket ortaklığının bulunduğunu, müvekkili nezdinde fiilen çalışması olmadığını, dinlenen tanıkların tamamının davacının Kastamonu’ya fabrika kurmaya gittiğini ve uzun süre orada kaldığını belirttiklerini, işe giriş bildirgesi verilmesi yeterli olmayıp fiili çalışmanın kanıtlanması gerektiğini, karanın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf gerekçeleri ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı vekili, davacının, davalı nezdinde 01/04/2010-15/03/2012 tarihleri arasında aylık net 10.000 TL ücret ile çalıştığını ancak sigorta bildiriminin yapılmadığını belirterek hizmetinin tespiti ile aylık net 10.000 TL ücretle çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- Mahkemenin 01/04/2010-15/03/2012 tarihleri arasındaki hizmet tespitine ilişkin kabulü yerindedir.
2- Mahkemece kabul edilen prime esas kazançlar yönünden ise; Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun’un 77. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 80. maddesidir. Söz konusu maddelerde prime esas kazançların nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup, “ücretler” kavramı içine asıl ücretle birlikte fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri gibi unsurlar da girmektedir. İdare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas – 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas – 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas – 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas – 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas – 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa dönemi açısından;
5510 sayılı Kanunun 80/1-d maddesinde de; “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
d)Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82’nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmazı ve 102’nci madde hükümleri uygulanmaz.” denilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, Davalı Şirket Ortağı ve müdürü …… tarafından … Bankası yolu ile yapılan havaleler, yine aynı banka kanalıyla şirket yetkilisi olduğu belirlenen … tarafından yapılan 1 adet havale tutarı ile 13/02/2012 ve 08/03/2012 tarihli ayrı ayrı makbuz karşılığı yapılan 10.000 TL’lik ödemeler esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; işçilik alacaklarına yönelik açılan davada davacıya yapılan ödemelerin ücret ve iş avansı ödemesi olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, davacıya yapılan ve getirtilen banka kayıtları ile tespit edilen ödeme tutarlarının, yine makbuz ile ödendiği belirlenen tutarların, ücret mi, iş avansı mı olduğunun tespiti için, öncelikle davalı şirketin defter ve belgeleri üzerinde ilgili ödeme dönemleri gözetilerek inceleme yapılmalı, hizmet aktinin sona ermesinden sonra ödeme yapılmış ise buna göre ödemenin yalnızca hizmetin gerçekleştiği son ayın prime esas kazancına dahil edilebileceği dikkate alınarak, toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan… Tekstil San. ve
Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 31/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.