Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/3231 E. 2020/6081 K. 14.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3231
KARAR NO : 2020/6081
KARAR TARİHİ : 14.10.2020

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, kurumun hatalı işlemi üzerine işinden ayrılan davacının yaşlılık aylığı bağlanıncaya dek boşta geçirdiği sürede mahrum kaldığı ücretinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün olmayıp yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Önceki bozma ilamında “Kurumun, davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceğini bildirmesi üzerine, buna güvenerek işinden ayrılan ve işlemlerde yanlışlık yapıldığı için aylık talebinin iptaline yönelik bildirim sonucunda, işinden ayrılarak işsiz de kalmış olan sigortalının, Kurumdan bu işlemden kaynaklı gerçek zararının tazminini istemeye hakkı vardır. Bu durumda, zararın hesaplanma yönteminde Borçlar Kanununun 325. maddesi uyarınca çalışamamaktan dolayı tasarruf edilen giderler (ulaşım, giyim ve somut çalışma ilişkisine göre araç, gereç ve malzeme giderleri gibi) ile sigortalının kazanmaktan kasten kaçındığı gelirler sebebiyle hesaplanacak zarar miktarından uygun bir oranda hakkaniyet indirimi de yapılması gerekir… “şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Eldeki davada, ilk bozma kararı öncesinde verilen karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, Mahkemece daha önceki bozma ilamında belirtildiği şekilde 17.913,49 TL üzerinden uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.