Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/2653 E. 2020/7622 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2653
KARAR NO : 2020/7622
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, hizmet süreleri ile sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararından sonra ilâmında belirtilen gerekçelerle sigorta primine esas kazanç yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti konusunda verilen karar bakımından yapılan temyiz incelemesinde ise; davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77. maddesidir.
Bu kapsamda davacının, işinin niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı …’na davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir. Hizmet akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, 2. Bası, Beta Yayınları, Sy:287).
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288. maddesindeki yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre eldeki dava dosyası incelendiğinde, mahkemece sigorta primine esas kazanç (ücret) tutar yönünden kurulan hüküm isabetli ise de, davalı kurumun harçtan muaf olmasına karşın, kurumun hükmedilen harçlardan sorumlu tutulması ve hizmet tespiti davasıyla ilgili infaza elverişli bir karar verilmesi gerekirken bu hususlara uyulmadan yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.