Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/2414 E. 2020/6565 K. 16.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2414
KARAR NO : 2020/6565
KARAR TARİHİ : 16.11.2020

Bölge Adliye
Mahkemesi : …. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Dava, Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, …. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanaması ve ödenmeyen aylıkların yasal faizleri ile ödenmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
II- CEVAP
Davalı Kurum vekili; Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davanın kabulüne dair karar vermiştir.
Davalı … vekili, 2013/26 sayılı genelge kapsamında yapılan değerlendirmede belirtilen tarihler arasındaki gelir toplamının brüt asgari ücretin üstünde olduğu tespit edildiğini, davacıya 01/10/1972 – 04/10/200 ile 08/08/2001 – 02/08/2003 tarihleri arası vefat eden sigortalıların hak sahiplerine geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak unsuruna dikkat edilmeksizin 4/1-b statüsünden aylık bağlandığını, ancak açıklanan nedenlerle davacıya aylık bağlanmaması gerektiğini, bağlanan aylığın iptal edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki yazılara, dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya
aykırılık bulunmadığı gerekçeleri ile HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı …’nun istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurulmuştur.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle aynı doğrultuda kararı temyiz etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
03.10.2008 tarihinde vefat eden emekli sandığı sigortalısı eşi üzerinden 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine dul aylığı bağlanan davacının, hak sahibi kız çocuğu sıfatı ile de 13.01.1984 tarihinde ölen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de ölüm aylığı aldığı ancak davalı kurum işlemi sonucu ölüm aylığının kesildiği, tekrar bağlanması için yaptığı başvurunun davalı Kurumca reddedilmesinden sonra iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 1. maddesidir. Anılan düzenlemede; ”Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.
1479 sayılı Kanun’un “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” koşulu, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilip 1479 sayılı Kanunun “Ölüm aylığının kesilmesi” başlıklı 46. maddesinin 2. fıkrasına, “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise, bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Anılan yasal düzenlemeler kapsamında dava irdelendiğinde; bu tür ölüm sigortasından aylık tahsislerinde, ayrık durumlar dışında genel kural olarak hakkı doğuran olay tarihinde yürürlükte olan yasal mevzuatın uygulanması gerekmekte olup, buna göre sigortalı eşin yaşamını yitirdiği 03.10.2008 tarihi itibarıyla davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 34. ve 54. maddeleri olup, 54. maddenin 5. bendine göre hak sahibinin tercihine göre ana/baba veya eşe ait dosyaların birinden aylık bağlanacağı açıkça düzenlenmiş bulunmakla, kocanın ölüm tarihi dikkate alındığında davacı hak sahipliği sıfatını 5510 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden sonra kazanmış olması karşısında aylık koşullarının anılan maddeler irdelenmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.