Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/11350 E. 2021/2554 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/11350
KARAR NO : 2021/2554
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, davalıya ödenen yersiz tedavi giderlerinin davalıdan tahsili için yapılan icra takibinde itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davalının, dava dışı … ünvanlı iş yerindeki çalışmalarının fiili olmadığının Kurum Müfettişinin 25.11.2009 tarihli raporu ile tespit edilmesi üzerine, sigortalının bu iş yerindeki 26.10.2006-15.02.2007 tarihleri arasındaki hizmetlerinin iptal edilmesi üzerine, 01.10.2006-15.02.2007 döneminde davalı sigortalıya yapılan tedavi gideri ödemelerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğundan bahisle iş bu davanın açıldığı, Mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılanlar nazarında mahkemece, çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, vergi kayıtları getirtilip incelenmeli, yapılan sigortalı bildirim ile işyerinin faaliyeti karşılaştırılmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerine komşu işyeri bordrolu tanıkları tespit edilip beyanlarına başvurulmalı, varsa savcılık soruşturması ve devamında ceza dosyası irdelenmeli, böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.