Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2020/10308 E. 2021/9830 K. 07.07.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/10308
KARAR NO : 2021/9830
KARAR TARİHİ : 07.07.2021

Mahkemesi : İzmir 8. İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat talebine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan … … İşletmeleri ve Tic. A.Ş., … İnşaat Tur. San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı kurum ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, 05.06.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden kazalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve cenaze masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir.
II-CEVAP
Davalılar … … İşletmeleri ve Tic. A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin herhangi bir kusurlarının olmadığını, olayın elektrik çarpması sonucunda meydana gelmesinin mümkün olmayıp sistemin buna göre kurulduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı nedeni ile reddinin gerektiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … İnşaat ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile müteveffa arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, olayın meydana gelmesinde müteveffanın ağır kusurunun bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
” Mahkememiz dosyası ile mahkememiz dosyası ile birleşen İzmir 12. iş mahkemesinin 2016/498 E, 2016/403 K sayılı dava dosyası yönünden;
– Davanın kabulü ile;
78.616,29 TL ilk sıra PSD gelirinin onay tarihi olan 14/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … İşl. ve Tic. A.Ş., … İnşaat Turizm ve Tic A.Ş., … İnş İth İhr san ve Tic Ltd Şti, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, 43.829,71 TL sinin davalı … … İşl. ve Tic. A.Ş.’den, 154 TL cenaze yardımının ödeme tarihi olan 01/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine”karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
“A-) 1- Davalı … İnşaat Turizm San. ve Tic. A.Ş., … … İşletme ve Ticaret A.Ş. ve … vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile; İzmir 8. İş Mahkemesi’nden verilen 16/11/2017 tarih, 2011/776 Esas ve 2017/634 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
2-Asıl dava ve birleşen İzmir 12. İş Mahkemesinin 2016/498 E, 2016/403 K sayılı dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne; 55.850,82 TL fiili ödeme ve PSD’li gelirin onay tarihi olan 14/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılar … İnşaat Turizm ve Tic A.Ş., … İnş İth İhr san ve Tic Ltd Şti, … ve …’ın teselsül sorumluluğu 35.904,09 TL olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
154,00 TL cenaze yardımının ödeme tarihi olan 01/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı kurum vekili, davalıların %100 kusurlu olduğunu belirterek davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, kusurun kazalıda olduğunu, alınması gereken tüm önlemlerin alındığını belirterek davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-) Davalıların temyiz itirazları yönünden,
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi arası için 72.07000 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, temyize konu tutarın yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine,
2-) Davacı kurum vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 07/07/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi