Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2019/712 E. 2019/1429 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/712
KARAR NO : 2019/1429
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Davacı şirket, 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. maddesindeki sigorta pirimi teşvikinden 2011/Mart döneminden itibaren yararlanmaya yönelik 26.03.2015 tarihli başvurusunun işleme alınması gerektiğinin tespitinini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı talebi, 5510 sayılı kanun gereğince alınan sigorta primlerinin bir bölümünün İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanacağına ilişkin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici 10. maddesiyle getirilen teşvik hükümlerinden yararlanmaya yönelik olup, Mahkemece, uyuşmazlığın 4447 sayılı yasadan kaynaklandığı, uyuşmazlığın İdare Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından, 4447 sayılı Kanunun geçici 10. maddesinde , özel sektör işverenlerince işe alınan ve fiilen çalıştırılanların belirli koşulları sağlamaları halinde 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 82 nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarının işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacağı düzenlenmiştir .
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasanın Prim Oranları ve Devlet Katkısı başlıklı 81.madde hükmü ile 4447 sayılı Yasaya 6111 sayılı Yasanın 74.madde hükmüyle ekli Geçici 10.madde hükmünde öngörülen sigorta prim teşviki uygulamasından kaynaklandığı anlaşılmakla, 5510 sayılı Yasanın 101. maddesi nazarında işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar tesisi isabetsiz bulunmuştur.

2-Öte yandan, 27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17. madde ile: “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye İş Kurumu’nun görüşleri alınarak Kurumca belirlenir.” hükümleri yürürlüğe girmiştir.
Yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Ek m. 17 hükmüne göre, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davaların konusuz kalacağı ancak bu konuda karar verme yetkisinin ilk derece Mahkemesi’ne ait olduğu, davacı vekilinin temyiz talebinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinden anılan yasa maddesi kapsamına göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.