Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2019/520 E. 2019/1405 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/520
KARAR NO : 2019/1405
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

Bölge Adliye Mahkemesi : …. Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Dava, 01.11.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, …. Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
….Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, yurtiçindeki çalışmaları dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasını talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, davacının tahsis talebinde bulunurken yurtdışında çalışması bulunduğunu belirterek, kurum işlemi yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“…Somut olayda davacının yurtdışında 01/07/2002 tarihinden yurt dışında çalışmaya başladığı, 01/01/2005 tarihinden itibarenden de ara vermeksizin her yıl için toplamda 12 ay olacak şekilde davacı için PF (Pflichtbeitragszeit/ Mecburi prim) kodu ile hizmet bildiriminde bulunulduğu, Yurt Dışı Sözleşmeler ve Emeklilik Dairesi Başkanlığı’ndan gelen yazı cevabına göre davacının çalışması görülen ….’da bulunduğu dönemde “PF” statüsünün karşılığının …’da ikamet kaydına bağlı sosyal yardım ve sosyal sigorta ödeneği olduğu (zorunlu prim süresi), davacının yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması olduğu, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği aldığı, davacının 2002 yılından bu tarihe kadar yılın çoğunluğunu …’da geçirdiği sonucuna göre davacının tahsis talebinde bulunduğu 24/10/2008 tarihi ve sonrasında yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği, esasen davacının tahsis talep tarihi itibariyle Türkiye’de ikamet etmediği ve …’dan kesin dönüş yapmadığı ve …’da çalıştığının kendi kabulünde ihtilafsız husus olduğu, tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle davacının 24/10/2008 tarihi ve sonrasında da …’da çalışması nedeniyle zorunlu sigortalı olduğu ve kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği anlaşılmakla, Türkiye’de yaşlılık aylığına hak kazanamadığı, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” Gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
…Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince; inceleme konusu davayla ilgili olarak;mahkeme hükmü yerinde bulunmak suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, yurtdışı çalışmalarının söz konusu aylıkta dikkate alınmaması gerektiği, yurtiçi çalışmalarına göre aylık bağlanması talep edildiğinden kesin dönüşe gerek olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.02.1983-14.09.2001 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında 6650 gün yurtiçi çalışması bulunan davacının, 524 gün askerlik hizmetini borçlandıktan sonra 08.07.2008 tarihli tahsis talebinin, kesin dönüş yapılmadığından bahisle reddedildiği ile davacının 01.07.2002 tarihinden itibaren aralıksız yurtdışı çalışmasının bulunduğu belirgindir. Davacı, işbu dava ile, kesin dönüşün işbu dava ile alakalı olmadığını, sadece Türkiye’deki çalışmalarından dolayı aylık bağlanmasını talep ettiğini ve gerekli şartları taşıdığını belirterek 01.11.2008 tarihinden itibaren aylık bağlanmasını istemiş, mahkemece, kesin dönüş koşulu yerine gelmediğinden davanın reddine karar verilmiş, istinaf üzerine ilgili Bölge Adliye Mahkemesince de, kesin dönüş koşulu irdelenerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 62/1. maddesi, “Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır.” hükmüne amir olup, düzenlemedeki “sigortalı” deyimi 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde tanımı yapılan sigortalıları kapsar. Dolayısıyla yaşlılık aylığı bağlanması için ayrılınması gereken işin, 506 sayılı Kanun kapsamında olan iş olduğu belirgindir.
Yapılan açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacının salt yurtiçi çalışmaları gözetilerek aylık bağlanması talebi nazarında, yurtdışındaki çalışmaların, işten ayrılma koşulu yönünden dikkate alınamayacağı ve dolayısıyla aylığın bağlanmasına engel olamayacağı gözetilip, işten ayrılma koşulunun işbu dosyada gerçekleştiği kabul edilerek, tahsis şartları irdelenip sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve …Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : …Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.