Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2019/1636 E. 2020/2108 K. 09.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1636
KARAR NO : 2020/2108
KARAR TARİHİ : 09.03.2020

Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının her dairenin çöplerini topladığını, merdiven ve koridorların temizliğini yaptığını, bahçedeki yeşil alan bakımı, çiçeklerin dikimi gibi tüm bahçe işlerini yaptığını, sabah ve akşam olmak üzere bahçenin tamamını hortumla suladığını, özellikle kat maliklerinin alışveriş ihtiyaçlarını da karşıladığını, gazete ekmek ihtiyaçlarını karşıladığını, kendisinden istenilen diğer işleri de yaptığını, çalışmanın haftalık 45 saatin üzerinde olduğunu, zaman zaman eşi …’in de bina işlerinde yardımcı olduğunu, davalı işverenin asgari ücretin çok altında aylık 100 TL ödeme yapmak dışında davacının hiç bir hakkını gözetmediğini belirterek, davacının 01/11/2001-20/04/2015 tarihleri arasında davalı apartmandaki hizmetlerinin tespiti ile hizmet süresine eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili 15/06/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının eşi ile yazılı olmayan sözleşme yapıldığını, yapılan anlaşmanın iş ilişkisinden kaynaklı olmayıp kapıcılık görevinin yürütülmesi hususunda olduğunu, davacının eşinin Sayıştay’da temizlik işçisi olduğunu, sabah 07:15 de evden eşi ve çocukları ile birlikte çıktığını, akşam mesaisinin 16:30 da bittiğini, davacının son bir yıldır çocuk bakıcılığı yaptığını, öncesinde sigortalı olarak bir okul aile birliğinde istihdam edildiğini, okul çıkışında 17:00-21:00 saatleri arasında …,… grubunun binasında temizlik elemanı olarak çalıştığını, ayrıca hafta sonları da farklı işyerinde çalıştığını, gerektiğinde de anne babasının tarlasında ilkbahar aylarında ve yaz sonunda çalışmaya gittiğini, bu sebeple davacının kendi adına çalışma varmış gibi dava açtığını belirterek hasım yönünden ve zaman aşımı sebebi ile de davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “Davacının davasının kısmen kabulü ile,
Davacının davalı apartmanda 01/11/2001-20/04/2015 döneminde yılın Ekim ve Mart ayları ile ayları aralığında günde 2 saat ayda 8 gün, Nisan – Eylül döneminde günde 2,5 saat ayda 10 gün olacak şekilde kısmi süreli hizmet akdi ile kapıcı olarak kapıcı asgari ücreti ile (çalıştığı gün karşılığı ücretle sınırlı olmak kaydıyla) çalıştığının tespitine ,
Buna göre 01/11/2001-31/12/2001 dönemi için 16 gün, 2002 (dahil) ila 2014 (dahil) aralığında yılda 108 gün, 2015 Ocak- Şubat – Mart aylarında toplam 24 gün, Nisan ayının 20 sine kadar geçen dönem için 7 gün olmak üzere toplam 1451 gün davalı iş yerinde geçen çalışmanın davacı dosyasına işlenmesi gerektiğinin tespitine,
Artan kısma ilişkin isteğin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalı apartmandaki çalışması tam zamanlı olmasına karşın yaz aylarında 10 gün kış aylarında 8 gün şeklinde kısmi çalışma olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, binada oturanlar adına servise çıkma, bakım işleri, senede bir binanın boya ve çatı aktarma gibi işlerini de yaptığını beyanla, talep edilen dönem tam zamanlı çalıştığının tespitine karar verilmesi istemiyle kararın istinaf incelemesi ile kaldırılmasını talep etmiştir.
Fer’i Müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, toplanan delillerin yetersiz olduğunu, dosyanın tekemmül etmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının eşiyle yapılan sözleşmenin dairenin kullanımına ilişkin olduğunu, komşu işyeri tanığı …’nun davacının eşi … ’nin kapıcı olduğunu beyan ettiğini, haftada 6 gün çöp dökme ve haftada iki kez bina merdivenlerini temizleme işinin uzun sürmeyeceğinin açık olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Apt. vekili temyizinde özetle; davacının eşinin farklı işyerlerindeki çalışmalarının kapıcılık işini yapmaya engel olmadığını ileri sürerek ,
Fer’i müdahil sgk vekili temyizinde özetle, toplanan delillerinin hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek ,
Davacı vekili temyizinde; yapılan işlere göre hesaplama yapılmadan tamamen soyut bir kabul ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Davalı apartmanın, 4 katlı, 15 daireli olup, merkezi sistem doğalgazlı olduğu, asansörünün bulunmadığı belirtilmiş olup, sabah servisi, akşam çöplerin alınması, haftada 1 gün genel temizlik, bahçe temizliği ve bahçe bakımı işleri yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının eşi …’in dava konusu dönemde muhtelif işyerlerinden bildirimlerinin olduğu dosya kapsamında sabittir.
Buna göre, kapıcılık hizmetlerinin niteliği gereği gün boyu sürmediği, karı kocanın birbirine yardım mahiyetindeki bir takım işlerin yapılmasının taraflara fazladan bir hak bahşetmeyeceği de nazara alındığında; daire sayısı ve yapılan işlerin niteliği gözetilerek davacının faaliyetinin kocası …’e yardım niteliğinde olup olmadığı ayrıca toplanacak delillerle irdelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.