YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/821
KARAR NO : 2019/9080
KARAR TARİHİ : 26.11.2019
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Dava, 6111 sayılı Yasa ile 4447 sayılı Yasaya eklenen Geçici 10. madde kapsamında yer alan teşvik indiriminden faydalandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, …Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusundan esastan reddine dair karar verilmiştir.
…. Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 4447 sayılı Yasanın geçici 10. maddesi şartlarını taşımasına rağmen Kurumca 2015/10 sayılı Genelge gerekçe gösterilerek talebinin reddedildiğini, oysa yasadan faydalanmak için gereken tüm şartlara haiz olduğunu belirterek Kurum genelgesi ile çıkartılan uyuşmazlığın giderilmesi ile 4447 sayılı Yasanın Geçici 10. madde hükümlerinden faydalanılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, kurum işlemlerinin yasa ve usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 4447 sayılı Kanun’un Geçici 10. maddesidir. Söz konusu yasal düzenlemeler ile işverenlerden alınacak sigorta prim oranlan belirlenmiş, bu oranlar farklı tarihlerde yürürlüğe giren yasal değişiklikler ile yeniden düzenlenmiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 31/03/2016 tarih, 2016/5232 Esas, 2016/5769 Karar sayılı ilamında da görüldüğü gibi uyuşmazlık 5510 sayılı Yasa’nın 81/1-ı bendi kapsamında %5 oranındaki prim teşvikinden yararlanamayan davacı işverenin bu hakka sahip olup olmadığı noktasında toplanmakta olup muarazayı başvuruyu reddeden davalı SGK’nın çıkardığı, bu nedenle husumetin dava dilekçesinde doğru olarak yöneltildiği, Kamu İdareleri yasa koyucu tarafından çıkarılan yasaların uygulama usul ve esaslarını belirlemek için düzenleyici işlem yapma hakkına sahip olsa da yasalar tarafından belirlenen hakların sınırlanması sonucunu doğuracak şekilde düzenleyici işlem yapamayacakları, davalı kurumun dayanak genelge ile dava şirketin işveren primi teşvikinden yararlanma hakkına sınırlama getiremeyeceği, bu hakkın yasayla belirlendiği, normlar hiyerarşisine aykırı şekilde davalı kurumun yasa ile getirilen hakkın özüne aykırı şekilde genelge ile düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı, davalı kurum davacı şirketin 26/04/2016 tarihli başvurunun reddine dair 29/06/2016 tarihli kurum işleminin iptaline, davacı şirketin 6111 s.y. ile 4447 sayılı Yasa’ya eklenmiş Geçici 10. maddesindeki sigorta teşvikinden 2011/3,4,5,6,7,8,9,1011,12 ve 2013, 2014 ve 2015 yılının tamamına yönelik 26/04/2016 tarihli başvurunun hukuka uygun olduğunun ve işleme alınması gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili, davanın 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanuna eklenmiş Geçici 10. maddesindeki İstihdamın arttırılması sağlama amaçlı sigorta prim teşviki uygulamasından geçmiş dönemler bakımından yararlanma hakkı olup olmadığı yönündeki talebinin sebepsiz zenginleşen olan Hazineye yöneltilmesi gerektiğini, kurumun husumetinin bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan işlemlerin yerinde olduğunu ve bu nedenle davacının SGK 2015/10 genelgesinin yayımlanarak yürürlüğe girdiği 18.03.2015 tarihinden sonra yapmış olduğu başvurunun reddi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesince; Davanın, yasal dayanağı 4447 sayılı Kanunun geçici 10. maddesindeki olup ilgili bendde (Ek madde: 13/02/2011-6111 S.K 74. mad.) “31/12/2015 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince işe alınan ve fiilen çalıştırılanların; işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer koşulları da sağlamak kaydıyla, 5510 sayılı Kanun’un 81’inci maddesinde sayılan ve 82’nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarı, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacağı” hükmünün mevcut olup, bu kapsamda 5510 sayılı Kanun’un 79. maddesinde Kurumun prim alma zorunluluğu ve ilgililerin de prim ödeme zorunluluğu hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf konusu olan prim teşvikinden davacının yararlanıp yararlanmayacağının tespiti sonucunda, primi iade edecek veya primi tahsil edecek olan Kurum olduğundan husumetin doğru yöneltildiği, kanundan kaynaklanan başvuru hakkının, genelge ile ortadan kaldırılamayacağı, davacının başvuru dilekçesinin işleme alınmasının gerektiği anlaşılmakla, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili, dava ile ilgili olarak davacı hakkında yapılan işlemlerin yerinde olduğunu, belirterek, resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen ve 01.04.2018 tarihi itibari ile yürürlüğe giren Ek 17. madde ile:
“Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumunca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yapılacak iş, İlk derece Mahkemesince, Kurumdan davacının yukarıda açıklanan Ek madde 17 hükmüne göre başvurusu bulunup bulunmadığı sorularak anılan yasa maddesi kapsamına göre değerlendirme yapmak, Kurumun başvuruyu kabul etmemesi halinde işin esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davalı … vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.