Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/77 E. 2018/9194 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/77
KARAR NO : 2018/9194
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21 – 43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez.
Belirtilen açıklama nazarında somut olaya dönüldüğünde, davacının kesintisiz çalıştığı işyerinin kamu işyeri olduğu da gözetilerek çalıştığı her birimde beraber çalıştığı amir ve işçiler araştırılarak tespit edilip görev değişikliklerinde ara verilip verilmediği, davacının raporlu olduğu günler, işyerinden uzaklaştırma aldığı gün ile eksik gün çalıştığı süreler tespit edilmeli, diğer işçilerin de eksik bildirimlerinin olup olmadığı gözetilerek kesintisiz bir şekilde çalıştığı ortaya konulmalıdır.
2-6100 Sayılı HMK’nun 178. maddesi; “Islah eden taraf, ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararları karşılamak üzere hakimin takdir edeceği teminatı bir hafta içinde mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Aksi takdirde ıslah yapılmamış sayılır.” hükmüne amir olup, davacının ıslah talebi üzerine geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderlerinden ödenmesi için davacı tarafa anılan madde ve devamı maddelerden sorumlu olduğu gözetilmemesi isabetsiz bulunmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan TPAO’ya iadesine, 12.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.