Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/7352 E. 2021/5730 K. 21.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7352
KARAR NO : 2021/5730
KARAR TARİHİ : 21.04.2021

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, sigortalının tedavisi sırasında yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle oluşan Kurum zararının, davalı şirkete ait işyerlerinden Kuruma yapılan bildirimlerin gerçeğe aykırı olması sebebiyle, davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı kurum, davalı şirkete ait işyerlerinden (Vahdettin Mihyaz isimli sigortalıya ilişkin) bildirilen çalışmaların fiili ve gerçek olmadığını, Kurum tarafından sağlanan sağlık yardımlarından yararlanmak amacıyla, gerçeğe aykırı bildirimde bulunulduğunu belirterek, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile yapılan tedavi giderlerinin davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma gereği yerine getirilmeksizin ve mevcut çelişkiler giderilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiştir.
İncelemeye konu dosya kapsamından; Vahdettin Mihyaz isimli sigortalının, 8.7.2000-15.1.2002, 24.10.2002-30.7.2004, 6.12.2005-6.4.2007 tarihleri arasında raporlu olduğu, aynı zamanda davalı şirkete ait …’de bulunan “Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Anfisi Tadilatı” isimli işyerinden 21.11.2001-31.12.2001 tarihleri arasında 40 gün, Kırşehir’de bulunan “Cami İnşaatı” isimli işyerinden 24.06.2005-30.12.2005 tarihleri arasında 187 gün, …’da bulunan “Büro” isimli işyerinden 31.12.2005-03.03.2008 (sigortalının ölüm tarihi) tarihleri arasında 302 gün hizmet bildirildiği, Sigortalı Vahdettin Mihyaz’ın ikamet etmekte olduğu …’den Kuruma verdiği 24.05.2006 tarih ve 18955 nolu dilekçesinde, 8 yıldır böbrek hastası olup, diyaliz makinesine girdiğini, bu nedenle yolculuk yapamadığını belirterek, Kırşehir’e gidemeyeceği için ödeneğinin …’de bulunan adresine posta yolu ile gönderilmesini talep ettiği, 21.05.2009 tarih ve 93205/İNC/07 nolu müfettiş raporunda, sigortalının ikametgahının bulunduğu ve diyaliz makinesine girdiği … ilinden çok uzakta bulunan davalı şirkete ait inşaat işyerlerinden Kuruma hizmetlerinin bildirilmesinin inandırıcı olmadığı belirtilerek, fiili çalışmaya dayanmayan, sosyal sigorta yardımlarından yararlanma amacına yönelik toplam 529 günlük çalışma bildiriminin iptaline karar verildiği, bunun üzerine davalı şirkete oluşan kurum zararının borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine dair düzenlenmiş Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Somut olayda her ne kadar mahkemece, Kırşehir’de cami inşaatı işyeri komşu tanığı Tuncay Eraslan ile davalı şirketin … ve … işyerlerinde şantiye şefi olarak çalıştığını belirten … ile şirketin … şantiyesinde büro işlerinden sorumlu muhasebeci Mustafa Aktaş’ın beyanları esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, anılan tanık beyanlarının, dava dışı sigortalı Vahdetin Mihyaz’ın raporlu olduğu dönemde, …’de bulunan “… Üniversitesi Fen Fakültesi Anfisi Tadilatı”, Kırşehir’de bulunan “Cami İnşaatı” ve …’da bulunan “Büro” isimli 3 farklı işyerlerinde, fiili olarak çalışma dönemlerine yönelik ne şekilde ve nasıl çalıştığına dair net, aydınlatıcı ve somut olmadığı, önceki bozmada belirtildiği üzere, özellikle işveren vekili … ve proje koordinatörü …’un farklı beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediği, …’de cami inşaatı işyerinde ihtiyacı olduğunda diyalize gidip geldiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece beyanlarının doğruluğunun araştırılmadığı, diğer dinlenen tanıkların beyanlarının anılan tanıkların beyanlarını destekler nitelikte olmadığı, sigortalının söz konusu ihtilaflı dönemde diyalize girip girmediği, girmiş ise nerede girdiği ve söz konusu çalışmanın geçtiği yerden sevk yazısı alıp almadığı hususlarının yeterince araştırılmadığı, diyaliz kayıtlarının ilgili sağlık kuruluşlarından istenmediği, dolayısıyla bozma ilamının gereği yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.