Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/7136 E. 2019/315 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7136
KARAR NO : 2019/315
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır.
506 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasa’nın 26., 4857 sayılı Yasa’nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa’nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Somut davada, dava dışı sigortalının vefatıyla sonuçlanan davaya konu olayla ilgili, mahkemece davalı …’in İşveren yada işveren vekili mi yoksa 3. kişi mi olduğu belirlenmemiş ve kusur raporu da aldırılmamıştır. Dosyanın incelenmesinde, daha önce açılıp sonuçlanan aynı olaya ilişkin … 11 İş Mahkemesinin 2000/494 E., 2003/174 K. sayılı dosyasından alınan kusur bilirkişisi raporlarının hükme esas alındığı, fakat bu kusur raporlarının, mahkemesince davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesi ve verilen bu kararın da Yargıtay 10 Hukuk Dairesinin 23/02/2009 tarih ve 2007/21998 E, 2009/1999 K sayılı ilamı ile onanması karşısında kusur oranları yönünden kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; Davalı …’in İşveren yada işveren vekili mi yoksa 3. kişi mi olduğu belirlenmeli, davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı definin bu kapsamda irdelenmeli, zamanaşımı süresinin geçmediğinin kabul edilmesi halinde ise yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda kusur raporu alınarak davalının kusur oran ve aideyetleri belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece; bu hususlar dikkate alınmadan hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.