Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/6819 E. 2019/19 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6819
KARAR NO : 2019/19
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 20.11.2014 tarihli karar, Dairemizin 06.10.2016 günlü ve 2015/6620 Esas, 2016/12136 Karar Sayılı ilamı ile ”Mahkemece, öncelikle meydana gelen iş kazası nedeniyle, hak sahipleri tarafından işverene yönelik açılmış bir tazminat davasının bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa tazminat davasında kusurlu bulunan, iş kazasının gerçekleşmesinde etkileri olduğu belirlenen gerçek kişilerin ihlal ettikleri iş güvenliği kuralları ile ihlal sonucuna bağlanan şahsi kusur oranları ile işveren şirketin kusur oranları ayrı ayrı belirlenmeli, meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan diğer işçi … hakkında … 2. İş Mahkemesinin 2013/19 Esas, 2014/187 Karar sayılı dosyası da getirtilerek, ilgili dosyada verilen kusur raporu ile iş bu dosyada hükme esas alınan/alınacak kusur raporu karşılaştırılmalı, yine …’un hak sahipleri tarafından işverene yönelik açılan tazminat davası olup olmadığı araştırılmalı, gerekirse ilgili dosyalar iş bu dosya arasına konulmalı, tüm bu dosyalar getirtilip gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra, işveren ve 3. kişilerin kusurunun tespiti amacıyla, meydana gelen kazanın neden kaynaklandığı vb. kazanın oluşumu, nedenleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ihlal edilen mevzuat hükümleri, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. ” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, hak sahipleri tarafından işverene yönelik açılmış bir tazminat davasının bulunup bulunmadığı araştırılmadığı, meydana gelen iş kazası nedeniyle yaralanan diğer işçi … hakkında … 2. İş Mahkemesinin 2013/19 Esas, 2014/187 Karar sayılı dosyasının getirtilmediği, yine …’un hak sahipleri tarafından işverene yönelik açılan tazminat davası olup olmadığı araştırılmadığı, ilgili dosyalarda verilen kusur raporları ile iş bu dosyada hükme esas alınan/alınacak kusur raporunun karşılaştırılmadığı, varsa aradaki çelişkileri giderecek şekilde oluşa uygun yeniden kusur raporu alınmadığından verilen hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.