Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/6756 E. 2018/10740 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6756
KARAR NO : 2018/10740
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar …, … ve…mirasçılarından … ile … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz yoluna başvuran davalılar vekillerinin ise sair itirazlarının reddi gerekir.
2-) 02.08.2003 yılında gerçekleşen kazada yaralanan kazalılara ödenen tedavi giderleri nedeniyle uğranılan davacı Kurum zararının davalılardan rücuan tazminine ilişkin davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi olup mahkemece yapılan yargılamada, kazanın oluşumunda ilgili olayda belediye başkanı …’in %70, personel müdürü …’nün %15, hesap işleri müdür vekili …’ün %15 oranlarında kusurlu olduğu yönünde düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak istem, davalıların toplam %100 kusur oranı üzerinden hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu iş kazasında haklarında dava açılan davalıların 657 sayılı Kanunun 13. maddesi kapsamında çalışıp çalışmadıklarının tespiti bakımından mevcut kadroları araştırılmaksızın karar verilmiştir.
Anayasanın 129/5 maddesinde “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve Kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.” hükmünün öngörülmüş olmasına, keza 657 sayılı Kanunun 13. maddesi de bu hususu amir olduğundan yetkilerini kullanırken deyiminin; uygulamada görevlerini yaparken biçiminde yorumlanmasına, normlar hiyerarşisine göre önce … ve sonra sırasıyla, Kanun, Tüzük ve Yönetmelik hükümlerinin uygulanması prensibinin hukukun evrensel kurallarından bulunmasına göre, eylem veya işlemin görev kusuru olarak nitelendirilebildiği hallerde, kişisel kusura dayanılarak memur hakkında adli yargıda doğrudan doğruya dava açılmayacağına ilişkin düzenlemeler gözetilerek davalıların durumu tespit edilerek bu yasal çerçevede irdelenmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz yoluna başvuran davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan …, … ve … mirasçılarından … ile …’e iadesine, 18.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.