Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/6031 E. 2018/10587 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6031
KARAR NO : 2018/10587
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

Mahkemesi : 6. İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ile davalılar … Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin  süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi  … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.          
1- Dava, 26.07.2012  tarihli trafik iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve ödenen cenaze yardımı nedeniyle doğan Kurum zararının 3. kişiden rücuan tazmini istemine ilişkin olup,  davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesidir.
5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesinde üçüncü kişinin rücu alacağından sorumlulukları düzenlenmiş olup bu maddeye göre; açılan rücuan tazminat davalarında 3. kişinin sorumluluğu, yapılan masrafların kusur oranına tekabül eden kısmı, Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan ilk peşin gelirin ise yarısına kusur oranının uygulanması ile elde edilecek miktar ile sınırlıdır. Bu kapsamında 5510 sayılı Yasanın 21/1 maddesinin uygulandığı uyuşmalıklarda yapılan tavan hesabının 21/4 maddesinin uygulandığı durumlarında yapılmasına olanak yoktur. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin 21/1 maddesi yasal dayanak gösterilerek tavan hesabı değerlendirmesi ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Davacı Kurum dava dilekçesinde; davacı Kurum tarafından ölen sigortalının yakınlarına bağlanan peşin sermaye değerli gelir ve ödenen cenaze yardımı olmak üzere toplam Kurum zararının 262.610,49 TL olduğunu belirtmiş, 78.674.24 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Davacı vekili, 04.10.2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise cenaze yardımını eklemek suretiyle talebimizi genişletip değiştiriyoruz demek suretiyle talebini 78.783,14 TL’ye çıkarmıştır. Davacı vekili bilirkişi raporundan sonra bu kez bilirkişi raporuna beyan dilekçesi olan 14.11.2014 tarihli dilekçesinde, PSD için 78.674,24 TL, cenaze yardımı için 108,90 TL olmak üzere, 78.783,14 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş açıkça talebi ıslah ettiklerini belirtmemiş usulüne uygun ıslah dilkeçesi düzenleyip vermemiştir. Hal böyle olunca 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde düzenleme bulan taleple bağlılık ilkesi, 141. maddesinde düzenlenen ve cevaba cevap dilekçesi ile yapılabilecek işlemler ve 177 ve devamında düzenlenen ıslah hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ile talep miktarını artıramayacağı ve 14.11.2014 tarihli dilekçesinin de ıslah niteliğini taşımadığı ve duruşmada da vekilin ıslah talebinde bulunmadığı gözetildiğinde cenaze gideri yönünden açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerekirken açılmamış bir dava hakkında davanın reddine şeklinde esasa ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; dosya kapsamında, Kurum tarafından gönderilen tabloda gelirin peşin değeri 262.247,49 TL olarak belirtildiği bozma ilamından sonra ise ilk peşin değerli gelirin 409.658,30 TL olarak bildirildiği, mahkemce bu çelişki kurumdan sorularak giderilmediği, yukarıda anılan 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesi gereğince 3. kişinin sorumluluğu ilk peşin değerin yarısı ile sınırlı olacağından ve bu miktara kusur oranı uygulanacağından, Kurumdan sorulmak suretiyle ilk peşin değerler arasındaki çelişki giderilip belirlendikten sonra sonuca göre karar verilmelidir.
3-Davalı sigorta şirketi ödeme iddiasında bulunmuştur. Mahkemece bu iddia yöntemince araştırılmadan hasar dosyasında yapılan ödemenin mahsubu ile hüküm tesis edilmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından hak sahiplerine tazminat dosyasında ödeme yapıldığı iddai edildiğinden, tazminat dosyasında yapılan ödemenin kime yapıldığı, tarih ve miktarı dayanağı belgeler de getirtilerek, yöntemince araştırıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi, hasar dosyasında maddi zarara ilişkin yapılan ödemenin mahsup edilemeyeceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme, araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ile davalılardan … Sigorta A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye iadesine, 13/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildir.