Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2018/5949 E. 2019/3948 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5949
KARAR NO : 2019/3948
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, yersiz ödenen aylıkların istirdadı için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Hükmün, davacı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı gereği, malül aylığı almakta iken davalının sigortalı olarak çalıştığı 27.11.2013-31.03.2014 ve 19.12.2014-14.05.2015 tarihleri arası çalışma dönemleri yönünden yersiz aylık tutarı belirlenerek davacı kuruma iadesine karar verilmiş ise de hükmün 1.cümlesinde asıl alacak 10.805, 22 TL olarak yazılması gerekirken maddi hata sonucu 11.845,53 TL olarak yazılmıştır.
3-İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği öngörülmüştür. Söz konusu hüküm 02.07.2012 kabul, 05.07.2012 resmi gazete yayınlanma tarihi itibariyle 6352 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değiştirilerek %40 olan icra inkar tazminatı %20’ye düşürülmüştür.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, borçlunun, hükmedilen miktar üzerinden hesaplanacak asgari % 20 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı şekilde, a icra inkar tazminatına yönelik istemin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün, 1.cümlesindeki “İstanbul Anadolu 15. İcra dairesinin 2015/19531 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile , 11.845,53 TL asıl ve 1040,31 TL faiz olmak üzere toplam 11.845,53 TL üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek üzere takibin devamına, %20 icra inkar tazminat talebinin reddine,” cümlesinin silinerek yerine “İstanbul Anadolu 15. İcra dairesinin 2015/19531 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile , 10.805,22 TL asıl ve 1040,31 TL faiz olmak üzere toplam 11.845,53 TL üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek üzere takibin devamına, itirazın iptali nedeniyle İ.İ.K.’nun 67/2 maddesi gereğince hükmolunan tutar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine”, cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.